GEZİ OLAYLARINI İYİ ANLAMAK GEREKİR..
Gezi olayları, çevre duyarlılığı olan insanların sessiz protesto eylemleriyle başladı.
Ağaçların kesilmesine tepki gösteren insanlar, Taksim’deki Gezi Parkı’nda çadır kurup, günlerce sessiz protesto eylemi yaptılar.
Bir sabah Fetö’cü yargı ve polis mensuplarının provokasyonu ile Gezi Parkı çadırları yakıldı, yıkıldı.
Birden bire başlayan olaylarda onlarca insan öldü.
Sonradan daha net anlaşıldı ki, Gezi Parkı olaylarının başlamasını FETÖ provoke etmiş.
Gezi olaylarıyla ilgili iddianameleri firari FÖTÖ’cü savcı Muammer Akkaş hazırladı, iddianameye konu sözde delilleri halen tutuklu FETÖ’cü polis müdürü Nazmi Ardıç koydu.
Çünkü FETÖ Geziciler’e karşıydı.
FETÖ yayın organları o dönemde sürekli Gezi aleyhine yayınlar yapıyordu.
Muammer Akkaş, 25 Aralık kumpasının mimarıydı. 25 Aralık sözde yolsuzluk soruşturmaları kumpas oluyor da, FETÖ’cülerin açtığı Gezi davaları nasıl kumpas olmuyor?
Gezi ile ilgili daha önce Taksim Dayanışma Platformu üyeleri hakkında dava açılmıştı, hepsi beraat etti.
Beşiktaş taraftarı olarak bilinen Çarşı Grubu hakkında hükümeti devirmek iddiasıyla dava açılmıştı, tüm sanıklar beraat etmişti.
Gezi olaylarıyla ilgili başka davalar da açılmıştı, tüm davalar beraatla sonuçlandı.
Son olarak Osman Kavala’nın yargılandığı Gezi olayları davası da beraatla sonuçlandı.
Gezi olaylarıyla ilgili tüm yargılamalar bitti, hepsi beraat kararlarıyla tamamlandı.
Elbette, Gezi olaylarının devamında, FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütleri çevrecilerin makul protestolarını provoke etti, olaylar normal seyrinden çıktı, provokatif vandalizme dönüştü.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Gezi olayları başladığında, 31 Mayıs 2013 tarihinde, “Gezi Parkı’nda yaşanan gelişmeler Türk Milleti’ni rahatsız etmiştir. Polisin aşırı şiddet kullanması, iktidarın gerilim stratejisiyle bazı siyasi hedeflere ulaşmaya dair bir oyunudur” yorumunda bulundu.
Bahçeli, 4 Haziran 2013 tarihinde TBMM Grup konuşmasında ise “Olan biten bütün vakaları yalnızca ağaca bağlamak bir tarafı eksik bırakacaktır. Şüphesiz Taksim'de ağaçları kesmek olayları tetiklemiştir. Ancak meselenin gerisinde birikmiş öfke ve kızgınlıklar görülmektedir” demişti.
Bahçeli, Gezi olaylarıyla ilgili birçok kez konuşma yapmış ve iktidarın tutumunu sert sözlerle eleştirmişti. Keza, diğer muhalefet liderleri de benzer değerlendirmelerde bulunmuşlardı.
Öyle zannediyorum ki, Gezi olaylarını Bahçeli gibi sağduyu ile değerlendiren milyonlarca insan vardır.
Diyeceğim o dur ki, Gezi olaylarına at gözlüğü ile bakılmamalı, bu toplumsal olaylar farklı açılardan da değerlendirilmelidir.
BELEDİYEDE TAŞLAR YERİNE OTURUYOR
Düzce Belediyesi’nde yeni yılla birlikte sürpriz ve olumlu gelişmeler yaşandığını görüyoruz.
2019’u finansal sıkıntı içinde geçiren belediye, 2020’e ekonomik yönden biraz daha rahat bir şekilde başladı.
Bazı önemli projeler için kaynaklar bulundu.
Belediyenin gelir gider dengesi makul bir çizgiye oturtuldu.
Toplu ulaşım özelleştirildi.
Sanayi Çarşısı’nın taşınması için TOKİ ile mutabakat sağlandı.
Yeni parklar ve yeşil alanlar için projeler tamamlandı.
Bazı birimlerde kadro değişiklikleri yapılıyor.
Başkan Faruk Özlü, belediyeyi kurumsal açıdan daha etkin ve verimli bir şekle sokmak üzere..
Kent bilincini toplumun geneline yaygınlaştırmak ve yerleştirmek için ciddi çabalar var.
Yakında altyapı ile ilgili kapsamlı bir çalışma başlayacak.
Özetle, Düzce Belediyesi, silkinip kendine geliyor.
Bu silkinme ve kendine geliş, Düzce halkına hizmet olarak geri dönecek.
2020’de daha pozitif gelişmeler bekliyoruz.
SİNAN İNAN
Düzce Belediyesi Hukuk İşleri Müdürü Sinan İnan, Başkan Yardımcılığına atandı.
Uzun yıllar belediyede hukuk işlerinden sorumlu bürokrat olarak görev yapan İnan, mesleki bilgisi, tecrübesi, dürüstlüğü ve başarısıyla belediyenin dikkat çeken ve takdir edilen yöneticilerinden birisiydi.
Başkan Faruk Özlü, İnan’ı yardımcısı olarak atamakla çok isabetli ve doğru bir iş yaptı.
Bu atama, hem belediye camiasında, hem kamuoyunda olumlu karşılandı.
Sinan İnan’a başkan yardımcılığı görevinde başarılar diliyorum.