KUSURA BAKMAYIN; BEN BOLU DAĞI DEMEYE DEVAM EDECEĞİM!

Son günlerde ekonomik krizi, emeklilerin ve asgari ücretlilerin sıkıntısını, Düzce’nin acil çözüm bekleyen önemli sorunlarını unuttuk..

Bu kentin önde gelen siyasetçileri ve sivil toplum yöneticilerinin gereksiz ve memlekete hiçbir faydası olmayacak suni gündemlerle meşgul olduğunu gördük.

Düzce’nin önemli çözüm bekleyen sorunları var; eski sanayi çarşısının taşınması, içme suyu, ulaşım, trafik ve otopark gibi..

Bu ve benzeri sorunlar çözüm beklerken, birisi kalkıp “Bolu caddesinin ismini değiştirelim” diye bir öneri ortaya atsa ya da bir başkası “Antep caddesinin adını değiştirelim” dese şehre veya Düzcelilere nasıl bir faydası olur?

Örneğin Ankara’da yaşayanlar bilirler; Kızılay’ın bir tarafında Sakarya caddesi, diğer tarafında İzmir caddesi vardır. Hiçbir siyasetçinin ya da yerel yöneticinin Sakarya ve İzmir caddelerinin adını değiştirmek aklına bile gelmez. Çünkü, böyle bir şeyin ne topluma, ne Ankara’ya en küçük bir faydası olmayacağını bilirler.

Bolu dağının adının “Düzce dağı” şeklinde değiştirilmesi önerisi de, bence kamuoyunda ciddi bulunmamış ve karşılık görmemiştir.

Kaldı ki, Düzce ile Bolu arasında yer alan dağın ismini coğrafya bilim insanları koymuştur.

Toplumca benimsenen ve coğrafya biliminin de onayladığı dağ, ova, göl, akarsu isimlerinin değiştirilmesi öyle pek kolay de değildir.

Ben, kendi adıma Bolu dağı demeye, örneğin arkadaşlarıma “Hadi, Bolu dağına et yemeğe gidelim” demeye devam edeceğim.

Çünkü, Bolu dağı isminin Düzce dağı olmasının Düzce’ye ve Düzcelilere hiçbir faydası olacağını düşünmüyorum.

Ve yerel yöneticilerimize bir öneride bulunmak istiyorum:

Bolu Dağı'ndan önce Antep Caddesi ile Bolu caddesinin ismini değiştirin, hatta Çoban kavşağının adını da, bakalım toplum bunu destekleyip benimseyecek mi?