MUHALİFLERİ DÜŞMAN OLARAK GÖRMEK!
Türkiye’de son dönemde kutuplaşma öylesine arttı ki, tehlikeli hal almaya başladı.
Siyasetteki muhalifleri rakip olarak değil, düşman olarak görmeye başladınız mı, orada çok ciddi sıkıntı var demektir.
Muhalifler terörist, vatan haini gibi görülmeye başladığı andan itibaren ülkenin farklı bir yöne doğru savrulmaya başladığı söylenebilir.
Kendisi gibi düşünmeyenleri terörist, vatan haini gibi görmek anlayışının çok eskilerde kaldığını sanıyorduk, ama yanılmışız..
27 Mayıs darbecileri, 12 Mart darbecileri ve 12 Eylül darbecileri, muhalifleri vatan haini, terörist olarak görmüştü.
27 Mayıs’ta Adnan Menderes ve arkadaşları idam edildi.
12 Mart’ta Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildi.
12 Eylül’de ülkücü ve devrimci onlarca genç idam edildi.
28 Şubat’ı hatırlayın..
1000 yıl sürecek diyorlardı, 5 yıl sürmedi.
28 Şubat’ta toplumun bir kesimine zulmeden, muhalifleri düşman olarak gören zihniyetin temsilcilerine ne oldu?
Muktedirler, kendileri gibi düşünmeyen herkesi vatan haini diye yaftalıyordu.
Ama ne oldu?
Muhalifleri terörist, vatan haini diye suçlayanlar, kendisi gibi düşünmeyenlere dünyayı dar edenler şimdi neredeler, toplum vicdanında hangi yerdeler?
Şunu herkes kabul etmelidir ki, siyasetteki rakip partiler sizin düşmanınız değildir.
Rakibini düşman olarak görmek, toplumdaki kutuplaşmayı derinleştirmekten başka işe yaramaz.
Kutuplaşmanın artması ne ülkeye, ne de bu ülkenin insanına hiçbir fayda sağlamaz.
İSTANBUL SEÇİMİNDE NE OLUR?
İstanbul seçimleriyle ilgili siyasi tartışmaları, polemikleri mutlaka izliyorsunuzdur.
Yerel seçimden çok, sanki genel seçim havasında geçiyor.
Adayların projelerinden çok, karşılıklı polemikler gündeme damga vuruyor.
“Hiçbir şey olmamış olsa bile, kesin bir şey olmuştur” açıklamasıyla başlayan, “oylar çalındı” beyanlarından, “Oyların çalınması siyasi bir söylemdi, hukuki değil” noktasına gelinmesi, “vatan hainleri, teröristler, PKK, FETÖ bir arada” sloganından “İstanbul seçimi beka meselesi değil, nihayetinde yerel seçim” anlayışının hakim olmaya başlaması..
Tüm partilerin Anadolu’daki teşkilatlarının İstanbul’a çıkarma yapması, hemşehricilik faktörlerinin devreye sokulması v.s
Sanki İstanbul seçimi değil, Türkiye genel seçimi gibi bir gündem var.
Her akşam televizyonlarda seçimle ilgili tartışmalar yapılıyor.
Öyle anlaşılıyor ki, İstanbul seçimi Türkiye’nin kaderini ciddi anlamda etkileyecek bir seçim olacak.
“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” anlayışı doğrultusunda, iktidar ve muhalefet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine doğal olarak ağırlık ve önem veriyor.
Binali Yıldırım seçimi bu sefer kazanırsa, siyasette çok fazla bir değişim olmayacak.
Ancak, Ekrem İmamoğlu yeniden kazanırsa, bunun siyasi arenadaki yansıması ve etkileri çok farklı olacak.
Özellikle AK Parti’de, İstanbul’un kaybedilmesinin psikolojik bir travma etkisine yol açması beklenmektedir.
Hatırlayın; Recep Tayyip Erdoğan, önemsiz bir siyasetçiyken 1994’de İstanbul’u kazanmış, o günden sonra siyasetteki yükselişini daima sürdürmüştü.
Kuvvetli bir rüzgar yakalayan İmamoğlu da, eğer İstanbul’u yeniden kazanırsa -tıpkı Erdoğan gibi- önümüzdeki yıllarda Türk siyasetine damga vuracaktır.
Sonuç itibariyle. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde sandıktan çıkacak sonuç, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda siyasetini de etkileyecektir.
NİGAR DEMİRCAN ÇAKAR
Düzce Üniversitesi Rektörlüğü görevine yeniden atanan Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, önümüzdeki 4 yıl süresince görev yapacak.
Çakar, geride kalan 4 yıllık süreçte önemli başarılara imza attı.
Üniversitenin fiziki, sosyal ve bilimsel alandaki gelişimini sağladı.
Yapılan yatırımlarla büyüyen Düzce Üniversitesi, üniversite sınavına giren öğrencilerin özellikle tercih ettiği bir eğitim kurumuna dönüştü.
Sağlık ve Çevre konusunda ihtisas kurumu haline dönüştü, bu alanda önemli yatırımlar başladı.
Çakar’ı yeniden rektörlüğe atanmasından dolayı kutluyor, bundan sonraki görevinde başarılarının devamını diliyorum.
İstanbul seçimi için iki aday var biri akp nin pekeke ve kürdistan diyen adayı diğeri ise yine akp nin pontuslu dediği aday ...Bunlardan hayır çıkmaz ama ....ne çıkarsa iyi çıkmaz .....Bu iki adaydan MHP hangisini tercih eder bilemeyiz ama ülkücülerin sandığa gitmediğini ve gitmeyeceğini biliyoruz....Yinede Allah dan şer değil hayır diliyoruz.