Ben, gençlik yıllarından itibaren ülkücülük fikriyatını benimsemiş bir vatandaşım.
Aynı zamanda Düzce Pusula isimli yerel bir gazetenin sahibi ve yazarıyım. AK Parti Genel Başkanlığı ve başbakanlığınız döneminde bazı söylemleriniz ve uygulamalarınızı beğenmiyor, hem bir gazeteci, hem de ülkücülüğü benimsemiş bir vatandaş olarak sizi eleştiriyordum.
Size muhalif olan herkesi ötekileştirdiğinizi, bazı söylemlerinizle toplumda kutuplaşmaya yol açtığınızı, size oy vermeyenlere farklı gözle baktığınızı düşünüyordum.
Hatta, 17-25 Aralık sürecindeki yolsuzluk operasyonlarında size ve partinize yöneltilen suçlamalardan, ne yalan söyleyeyim üzülmüyor, içten içe seviniyordum.
Bir gazeteci olarak, internete getirilen sansür uygulamalarından, yargıdaki ve güvenlikteki bazı düzenlemelerden, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalardan rahatsızlık duyuyordum.
Milliyetçilik anlayışını dışlayan şekilde bir algıya neden olan konuşmalarınızdan, çözüm süreci için attığınız adımlardan dolayı içten içe size öfkeleniyordum.
Cumhurbaşkanı seçildiğiniz 2014 yılından itibaren başta FETÖ ve PKK olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele gösterdiğinize şahit olmaktayım.
15 Temmuz hain darbe kalkışmasında ve sonrasında milletle birlikte gösterdiğiniz dik ve kararlı duruşunuz, sadece ülke içindeki terör örgütlerine karşı değil, ülke dışındaki hain yapılara yönelik mücadelenizi takdir ve saygıyla yürekten destekliyorum.
15 Temmuz ve sonrasındaki mücadelenizde her daim yanınızda durduğumuzu belirtmek istiyorum.
Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Bayrak ve Tek Millet ilkelerinizin altına imzamı atıyor, aynı ülküde birleştiğimizi görmekten dolayı büyük memnuniyet duyuyorum.
Sizin de defalarca belirttiğiniz gibi üstü ihanet, ortası ticaret, tabanı ise ibadet olan paralel yapıyla kendi çapında mücadele etmiş gazeteciyim.
2010 yılından itibaren gazete yayınlarıyla Düzce Üniversitesi'ndeki paralel yapı mensuplarının oyunlarının ortaya çıkartılması için uğraş verdim, bu yüzden hakkımda birçok dava açılarak mağdur edildim.
O dönem biz bu yapının ihanet bölümünde olanlarla mücadele ederken, kimseden en küçük bir destek görememiş, aksine köstek görmüş olduğumuzu da üzülerek ifade etmek istiyorum.
Her insanın hayatında bir hz. Ömer dönemi vardır.
Ülkemizin iç ve dış tehditlerle saldırı altında olduğu bir süreçte sergilediğiniz tutum bir Türk olarak beni gururlandırmış, size olan düşüncelerim değişmeye başlamış, sempatim, güvenim ve saygım artmıştır.
Milli iradenin temsilcisi olarak sizin gibi basiretli, ferasetli, faziletli, kararlı, inançlı ve hiçbir baskıya boyun eğmeyen bir Cumhurbaşkanına sahip olduğum için hem bir ülkücü, hem de bir gazeteci olarak gurur duyuyorum.
Kutlu mücadelenizde her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim.
Saygılarımla.
Erdoğan’dan cevap
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a elektronik posta ile yazdığım mektuba cevap gönderildi.
Yan tarafta ayrıntılı biçimde yer alan özel mektubum Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaştı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan gönderilen cevabi yazıda aynen şu ifadeler kullanıldı:
“Sayın Cumhurbaşkanımıza gösterdiğiniz yakın ilgiden dolayı kendisi adına size teşekkür eder, en iyi dileklerimizi sunarız.”
Sayın Cumhurbaşkanımıza, şahsıma gösterdiği bu ilgiden dolayı ben de teşekkür ediyor, saygı ve desteğimin devam edeceğini ifade etmek istiyorum.