31 Mart seçimlerinin Düzce’deki galibi sadece Faruk Özlü değildir.
Neden mi? Anlatayım..
Demokrasi gereği bir seçim oldu ve halkın iradesiyle sandıktan Faruk Özlü çıktı.
Başta ekonomik kriz olmak üzere çeşitli sosyal ve siyasi olumsuzluklara ve algı operasyonlarına rağmen Özlü’nün kazanacağı belliydi.
Nitekim, bu satırların yazarı olarak seçimden çok önce bunu net ifadelerde bu köşede defalarca dile getirmiştim.
Her ne kadar bazı çevrelerce Özlü’nün seçim zaferi küçümsenmeye çalışılsa da, yapılmak istenen algı kamuoyu nezdinde karşılık bulmuyor. Çünkü, bir zaman sonra ikincileri kimse hatırlamayacaktır. Tarih, sadece kazananları yazacaktır.
Gelelim, Düzce’nin kazanımına..
Varsayalım seçimi Özlü değil de, diğer adaylardan herhangi biri kazanmış olsaydı ne olurdu?
2-3 ay sonra belediye çalışanlarının maaşlarını ödenmesinde büyük sıkıntı yaşanır, belediye hizmetleri aksamaya başlar, Düzce bir adım ileriye gidemezdi.
Çünkü, günün ekonomik koşulları altında yeterli kaynak bulamazlardı.
İşte Özlü’nün farkı tam da bu noktada ortaya çıkıyor.
Faruk Özlü, hem siyasette, hem devlette, hem de iş dünyasında itibar ve saygı gören önemli ve güçlü bir aktördür.
Ülkeyi yöneten hükümet başta olmak üzere Özlü’nün ulaşabileceği ve çok rahat iletişim kurabileceği devlet, bürokrasi ve iş dünyası ile seçimde aday olan diğer isimlerin randevu alması bile mümkün olamazdı.
Başkan Özlü, bugüne kadar yaptığı gibi bundan sonra da bu gücünü ve vasıflarını Düzce’nin daha fazla gelişmesi ve kalkınması için kullanacaktır.
Kendisini sevin ya da sevmeyin, yaptıklarını beğenin ya da beğenmeyin ama yiğidi öldürseniz de hakkını teslim edin.
Özlü, geride kalan 5 yılda önemli işler yaptı. Elbette eksikler olmuştur.
Önümüzdeki 5 yıllık süreçte eksiklerin tamamlanacağını, yeri projelerle Düzce’nin her anlamda daha ileriye gideceğini düşünüyorum.