HIZLI TREN HAYALİNİ KURMAK!
Geçen hafta Düzce’de hızlı tren ya da yüksek hızlı tren hayaliyle ilgili toplantı yapıldı.
Valilik, belediye ve üniversitenin yanı sıra ilgili diğer kurum temsilcilerinin de katıldığı toplantıda, hızlı tren ve yüksek hızlı trenle ilgili genel kültür bilgileri anlatıldı.
Hatta bir Japon bilim adamı da, hızlı tren projeleri konusunda genel bilgiler aktardı.
TCDD Temsilcisi de, Düzce’yle ilgili bir yatırım projesi gündemde olmadığı için, demiryollarının tarihsel gelişimini anlattı.
Toplantının sonucunda, hızlı ya da yüksek hızlı trenin Düzce’den geçmesi için tatlı ve güzel hayaller kuruldu ve temennilerde bulunuldu.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, devletin Düzce’de hızlı ya da yüksek hızlı tren yatırım projesi yok.
Böyle bir yatırım projesinin gündeme alınması da biraz hayal gibi..
Böyle bir projenin gerçekleşebilmesi için yaklaşık 200 milyon dolarlık bir yatırım gerekir.
Zira, devletin içinde bulunulan konjonktür gereği Düzce için böyle bir kaynağı ayırması da kısa ve orta vadede mümkün görünmüyor.
Çünkü, devletin daha acil ve bitirmesi gereken projeleri var.
Hal böyle iken durduk yerde hızlı veya yüksek hızlı tren projesi neden gündeme geldi?
Hayal kurmanın bir bedeli ve yaptırımı yokta, ondan..
Düzce’nin onca çözülmesi gereken devasa sorunları varken, bölgedeki işsizlik oranı artmışken, sanayi can çekişirken, bölge ekonomisi kötüyken 200 milyon dolarlık projelerden bahsetmek, tatlı bir hayalden öteye gitmez.
Düzce’ye bir stad bile yapılamamışken, otoban bağlantı yolu bitirilememişken, Yığılca yoluna 2 tane viyadük dikilememişken, daha sanayi bölgeleri yatırımcı beklerken, oyuncak sanayi bile kurulamamışken, henüz mahallelerin tamamına doğalgaz getirilememişken, köy yollarının tamamını asfaltlayamamışken, eski sanayi çarşısında kentsel dönüşüme başlanamamışken Düzce’den yüksek hızlı treni nasıl geçireceğiz?
Hatırlarsınız, çatlak bir siyasetçi de, Kardüz’e kayak tesisi kurmanın, Arap turistleri getirmenin hayallerini kurmuş, ancak hayalleri suya düşmüştü.
Düzce’nin daha gerçekçi, mantıklı ve ayakları yere basan projelere ihtiyacı vardır.
Ve hepsinden önemlisi yarım kalan, yıllardır bitmeyen ve çözülemeyen projelerin tamamlanması gereklidir.
FARUK ÖZLÜ’NÜN SAĞLAM BİR EKİBE İHTİYACI VAR!
Şeyhi müritleri uçurur!
İster il başkanı, ister belediye başkanı, milletvekili ya da bakan olun, eğer sağlam ve sadık bir ekibiniz yoksa, siyaseten güçlü olmaz, kavak yaprağı gibi bir öteye, bir beriye savrulursunuz.
Hele bir de çevrenizde kılavuzluğunuzu yapan kargalar çoksa, işte o zaman yandı gülüm keten helva!
Düzce’de iz bırakan geçmiş dönem siyasetçilerine bakalım..
Rahmetli Avni Akyol, eğer halk nezdinde hala itibarını koruyorsa, hala sevgi ve saygı ile anılıyorsa bunun nedeni siyasette ve siyaset dışında kurduğu sağlam ve sadakatli ekip sayesindedir.
Necmi Hoşver, aktif siyasetten uzaklaşalı 15 yıl olmasına rağmen hala yaptığı eserlerle itibar görüyorsa, halkın sevgi ve saygısına muhatap oluyorsa, bunun da sebebi aktif siyaset hayatında oluşturduğu o sağlam ve sadık ekip çalışmasıdır.
AK Parti’de Fevai Arslan iki dönem il başkanlığı, 3 dönem milletvekilliği yaptıysa, bunun da sebebi siyasette ve siyaset dışında oluşturduğu sağlam ekiptir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, maalesef bugüne kadar hem siyasette, hem siyaset dışındaki alanda kendisine bağlı, sağlam ve sadık bir ekip oluşturamamıştır.
İşte bu yüzden yaptığı başarılı icraatlar, kamuoyuna iyi izah edilememekte, izah edilse bile beklenen pozitif algı yönetimi yapılamamaktadır.
Kerameti kendinden menkul liyakatsiz danışmanların, siyaseti rant ve menfaat aracı görenlerin, bakanın adını kullanarak iş takibi yapanların, yüze gülüp arkadan dedikodu yapanların kamuoyunda bıraktıkları intiba ortadadır.
Referandum bitti, yeni dönemde Bakan Özlü’nün durum değerlendirmesi yapması, hem siyasette, hem de siyaset dışındaki alanda çekirdek bir kadro kendi ekibini oluşturması gerekir.
Elbette, bu ekip hiçbir zaman rant ve menfaat beklentisi olmayan, dalkavukluk yapmayan, gerektiğinde yanlışları dile getirebilen, adam satmayan, sadık, omurgalı ve karakteri düzgün insanlardan oluşmalıdır.
SEBAHAT UÇAR
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Sebahat Uçar’ın, belediyenin şirketinden yüksek miktarda maaş aldığı ve işe dahi gitmediği şeklinde haberler yerel ve ulusal basın gündeminde yer aldı.
Sebahat Uçar’ın bir işte çalışması ve yüksek miktarda maaş alması usule uygun olabilir, ama maaşını işe gitmeden cebine indirmesi ne dürüst siyasetle, ne iş ahlakı ile ne de kul hakkı ile bağdaşır.
İşe gitmeden cebe indirilen maaş, her şeyden önce haramdır!
Siyaset anlayışında Allah’ı ve dini referans alan AK Parti Kadın Kolları Başkanı’nın en azından bundan sonra haftanın 5 günü işe gitmesini ve mesai saatlerine uygun davranmasını bekleriz.
Mustafa bey tebrik ederim bu kadar hassas konulara dikkat çektiğin için. Sanki ben içimi dökmuş gibi tercuman oldunuz. Başarılar dilerim