REFERANDUM VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
Türkiye, muhtemelen önümüzdeki Nisan ayında referanduma gidecek.
Referanduma sunulan 18 maddelik Anayasa değişiklik taslağı, Türk tipi başkanlık sistemini öneriyor.
Son anketlerde referandumda yüzde 50’nin üzerinde “evet” çıkacağı gösteriliyor.
Benim kişisel tahminim, sonucun yüzde 60 civarında “evet” şeklinde..
Düzce’de de bu oranın üzerinde bir oy çıkmasını bekliyorum.
Referandumla ilgili tartışmalar ve değerlendirmeler önümüzdeki dönemde daha sık yapılacak.
Ben bu konuyu daha farklı biçimde ele almak istiyorum.
Tamamı merhum olan liderlerimiz acaba “başkanlık sistemine” nasıl bakmışlardı?
Ülkücü hareketin doğal ve değişmez başbuğu Alparslan Türkeş, söylemlerinde ve yazdığı kitaplarda başkanlık sistemini savunmuştur. Temel Görüşler isimli kitabında, “Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde bunu uyguladı. Bu icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkün. Tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz” demişti.
Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan da başkanlık sistemini isteyen fikir ve düşünceler ortaya atmışlardı. Özellikle Özal ve Demirel, Cumhurbaşkanlığı yaptıkları dönemde başkanlık sistemini getirmek için çaba göstermişleri ancak başarılı olamamışlardı.
Genelde milliyetçi, ülkücü, muhafazakar kanatta yer alan liderler ve düşünce adamları, başkanlık sistemine sıcak bakmışlardır.
Bu felsefe bugün de değişmemiştir.
Her ne kadar getirilmek istenilen yeni sistemde “denge ve denetleme” mekanizmalarıyla ilgili tartışmalar, bilhassa yargının bağımsızlığına ilişkin çekinceler varsa da, başkanlık sistemi Türk milletinin tarihine ve geleneklerine uygundur.
Cumhuriyetimizin temel değerleri korunduğu müddetçe bu yeni sistemden korkmamak gerekir.
DÜZCE’NİN AMELİYATI ÇABUK BİTMEZSE KAN KAYBI YAŞANIR!
Düzce’nin yıllardır çözülemeyen ve kangren olmuş birçok sorunu var.
Bilim. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, sorunların çözümü için yetkililerle birlikte Düzce’yi ameliyat masasına yatırdı ve neşteri attı.
Çöp ve hava kirliliği, yeni şehir stadı, kentsel dönüşüm, kapatılan Muncurlu hastane binası, Efteni Oteli, çevre yolları, Yığılca yolu, organize sanayi bölgelerinin faaliyete geçmesi, işsizlik, eğitim gibi sorunların çözümü için çalışmalar başlatıldı.
Bakan Özlü başkanlığındaki toplantıya vekiller, vali, belediye başkanları, partinin yetkilileri ve ilgililer katıldı.
Masaya yatırılan Düzce’nin iltihap bağlamış ve kangren olmuş sorunları nasıl ve ne şekilde tedavi edilecek?
Hasta ne kadar zaman sonra iyileşip ayağa kalkacak?
Neşter ve yetki Bakan Özlü’nün elinde.. Ameliyat ekibi de tamam.
Umarım bu ameliyat kısa sürer ve Düzce kısa sürede toparlanıp ayağa kalkar.
İnşallah dikişler atmaz, iç kanama filan başlamaz.
REFERANDUM SORUSU?
Referandum öncesi muhalefet cephesi “rejim” ve “tek adam” kaygılarını gündeme getiriyor.
Evet cephesi ise “demokrasi ve istikrar” argümanını savunuyor.
İlk soru muhalefete; acaba Kemal Kılıçdaroğlu şu an cumhurbaşkanı olsaydı, siz bu değişikliğe hayır der miydiniz?
İkinci soru Evet’çilere; acaba Kemal KIlıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmuş olsaydı, siz bu anayasa değişikliğine ve Kılıçdaroğlu’nun başkan olmasına yine evet der miydiniz?
Referandumda oy kullanırken bu soruları vicdanınıza sorun, aldığınız cevaba göre kararınızı verin.
düzcenin sorunlarını dile getirmişsiniz sayın armutçu birde yetkilileri harekete geçirecek bir merci olsada düzcede daha güzel yaşanabilir bir kent görüntüsüne kavuşsa bu bir temenni ama malesef bu yetkililer harekete geçmeleri zor gözüküyor birde muhalefetin düzceye katkı saglamadıgını düşünürsek düzceyi kendi haline bırakılmış gemi misalı bir oraya savru*** bir buyana savura*** gemi misalı gider düzce