ORMAN YANGINLARI DA BİR KADER MİDİR?
Maden ocağında grizu patlar, madenciler can verir bu işin doğası böyledir derler..
Deprem olur, insanlar ölür takdir-i ilahi derler..
Sel afeti olur, can kayıpları yaşanır mukadderat derler..
Ormanlar yanar, “tekbir getirin” kader derler..
Hiç kimse sorumluluğu üzerine almaz, orman yangınlarını bile dış güçlerin oyunu olarak görürler.
Ne maden ocağındaki grizu, ne deprem, ne sel ne de orman yangınları mukadderat değildir.
Sen madende gerekli güvenlik önlemini almazsan, binaları sağlam yapmazsan, dere yatağına ev yaparsan, ormanlarda mangal yakılmasına, kamp ateşi yakılmasına v.s göz yumarsan mukadderat olmaz.
Türk Hava Kurumu’nun uçaklarına bakım parasını vermezler, 2009 model uçaklar için antika derler, ama Rus yangın söndürme uçaklarına günlüğü 1.3 milyon lira verip kiralarlar.
Kendilerine dünyanın en pahalı uçaklarını “itibardan tasarruf olmaz” diyerek milyon dolarlara satın alıp seyahat ederler, Orman idaresine 10 milyon dolarlık tek bir yangın söndürme uçağını almayı gereksiz görürler..
Belediye başkanlarına “itfaiye öncü aracı” dümeniyle en pahalısından makam aracı alınmasına izin verilir, orman yangınlarını eski model arazözlerle söndürmeye çalışırlar.
Türk Hava Kurumu’na atadıkları ve kurumu çalışamaz duruma getiren kayyum yangın sırasında düğüne gider, bu skandalı olağan karşılarlar.
Türkiye’de son günlerdeki orman yangınlarına müdahalede yetersiz kalınmıştır. Ülkeyi yönetenler hataları sebebiyle özür dileyecekleri yerde, halka iban numarası verip yardım istemekten utanmamışlardır.
Yunanistan, Ukrayna, Rusya ve Azerbaycan’ın onlarca yangın söndürme uçağı var, bizde 1 tane bile yok. Türkiye olarak Rusya’dan, Ukrayna’dan, Azerbaycan’dan uçak kiralamak mecburiyetinde kalıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti, 10 milyon dolar verip 1 tane dahi yangın söndürme uçağı alamayacak durumda mıdır?
Yoksa, yangın söndürme uçaklarını almayı gereksiz gören bir zihniyetle mi yönetilmekteyiz?
Orman yangınları her yıl yaşanıyor, ama ülkeyi yönetenler her defasında çıkıp cek-cakla, mış,muşla beceriksizliklerini, ihmalkarlıklarını ve yetersizliklerini örtmeye çalışıyorlar.
Biz bu kafayla ormanlarımızı kaybetmeyi sürdürürüz.
DÜZCE’DEKİ AĞAÇ KATLİAMI..
Düzce şehir mezarlığında yüzlerce ağaç kesildi..
Şehir merkezinde onlarca ağaç kesildi..
Son olarak Valilik önündeki 4 ağaç kesildi.
Ağaç katliamına her seferinde bir mazeret bulundu.
Geçen gün Hastane caddesinde üzerindeki parktaki bir ağaç sert rüzgarın etkisiyle kendiliğinden yıkıldı.
Yapılan açıklamalarda, ağacın çürüdüğü için yıkıldığı, belediyenin daha önce çürüyen ağaçları kestiği filan ifade edildi.
İyi de, madem çürüyen ağaçları tek tek tespit edip kesiyorsunuz, yıkılan ağacı nasıl oldu da atladınız?
Yoksa o parktaki ağaçları kontrol etmeye sıra mı gelmedi?
Çürüyen ve yıkılmakta olan bir ağacın kesilmesine kimse karşı çıkmaz zaten. Ama 10-15 sene önce dikilen ve sapasağlam ağaçların kesilmesine de vicdan sahibi hiç kimse tepkisiz kalamaz.
YORUMLAR