BUGÜN SEÇİM OLSA DÜZCE 1+1+1 OLUR
Ülke siyasetinde yaşanan gelişmeler, doğal olarak illeri etkiliyor.
Koronavirüs pandemisinde yaşanan sıkıntılar, işsizlik, hukuksuzluk ve adaletsizlik bir yana, son günlerde iktidar siyasetçileri ile organize suç örgütü arasındaki illegal ilişkiler konusundaki iddialar doğal olarak siyaset sahnesini de etkiliyor.
2002’de 3 Y ile yani yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele diyerek yeni bir hikaye oluşturan ve iktidara gelen AK Parti’nin son 10 yıllık süreçte yeni bir hikaye yazamadığını görüyoruz.
2010’dan bu yana hafızanızı zorlayın; Gezi, 17-25, FETÖ, PKK, İsrail, Suriye, Mısır, Libya, Yunanistan, ABD v.s etrafında oluşturulan ve odak noktası “Dış güçler” kavramı olan bir politika..
Faiz ve döviz mi arttı; sebebi dış güçler..
İşsizlik arttı, ekonomi bozuldu mu; sebebi dış güçler..
Koronavirüs salgınını bile dış güçlere bağlayanlar oldu..
İktidar ve kadrolarının son yıllardaki söylemlerine dikkat edin; birbirini tekrarlayan sloganlar, hep aynı nakaratlar..
Son 10 yıldır yeni bir hikaye, yeni ve heyecan verici bir söylem duyan var mı?
AK Parti zaten bir yıpranma sürecinde.. Bunu 2002’den beri parti içinde olanlar söylüyor.
Bu yıpranmaya bir de yereldeki sıkıntılar eklendiğinde, yapılacak ilk seçimde Düzce’deki tablonun AK Parti aleyhine değişeceğini öngörmek kahinlik olmaz.
Her ne kadar İl Başkanı Mustafa Keskin ve ekibi çalışıp çabalasa da, partinin iki milletvekiline yönelik eleştiri ve tepkiler, belediyenin icraatlarındaki yetersizlik AK Parti’ye oy kaybettirecektir.
2018 seçimlerinde 2-1 olan seçim sonucu, mevcut siyasi,. Sosyal ve ekonomik tablo değişmediği takdirde 1+1+1 şeklinde olması kaçınılmazdır.
Genel seçimlerde oy kaybı yaşamış ve 1 vekil kaybetmiş, yerel seçimlerde yaklaşık yüzde 45 gibi tarihin en düşük oyunu almış AK Parti’nin önümüzdeki seçimlerde 3-0 yapacağını ve oylarını artıracağını hangi müneccim ileri sürebilir?
AK Parti, eski günlerine dönmek ve yeniden bir hikaye yazmak istiyorsa, önce geneldeki sıkıntıları çözmeli, yerelde de bir farkındalık oluşturmalıdır.
Aksi halde Düzce’de AK Parti 1, MHP 1 ve İP 1 milletvekili şeklinde bir seçim sonucu görülecektir.
BELEDİYE KATILIMCILIK, ŞEFFAFLIK VE ORTAK AKIL İLKESİYLE YÖNETİLMELİ!
Düzce Belediyesi’nde geçmiş dönemde yapılan birçok proje ve icraat ortak akıl şeffaflık ve katılımcılık ilkesi göz ardı edilerek yapıldı.
Örneğin saat kuleleri, tramvay, rabia heykeli, belediye önündeki süs havuzu, pavyon ışıkları gibi..
Bunlar, geçmiş dönemlerdeki başkan ve yönetimlerin “ben yaptım, oldu” anlayışıyla gerçekleşmiş, ancak kamuoyunda uzun süren tartışmalara ve tepkilere neden olmuştu.
Faruk Özlü, seçim beyannamesinde ve kamuoyuna yansıyan beyanlarında ısrarla ortak akıl, şeffaflık ve katılımcılık ilkelerine vurgu yaptı.
Başkan olduğu takdirde toplumu ilgilendiren her icraat ve projesinin ortak akıl, şeffaflık ve katılımcılıkla uygulayacağını ifade etti.
Ancak, gelinen noktada beklenen ortak akıl, şeffaflık ve katılımcılık ilkelerinin göz ardı edildiği görülüyor.
Örneğin logo konusu..
Ortak akıl yok; önce başkan beğeniyor, sonra kamuoyuna ve meclise sunulup kabul ettiriliyor.
Şeffaflık yok; logoyu hangi firmanın, nasıl, ne şekilde, ne kadar masrafla hazırladığı bilinmiyor. Logo ihaleyle mi verildi, yoksa belediyeye hibe mi yapıldı bilinmiyor.
Katılımcılık yok; logo için kamuoyuna önceden bir duyuru yapılmadı, toplumun, kurum ve kuruluşların katkı vermesi için zaman ve ortam oluşturulmadı, bir salonda toplanan kalabalığa kısa bir sunumla dayatıldı.
Benzer uygulamalar, Cedidiye cami projesi, bisiklet ve büfe işi, Efteni, Kurugöl, Aydınpınar ve Muncurlu gibi bazı projelerde de görülüyor.
Eğer bir kurum ortak akıl, şeffaflık ve katılımcılık ilkeleri dikkate alınmadan yönetilirse, o kuruma yönelik eleştiriler, tepkiler artar..
Ortak aklı kullanan, şirketler dahil her konuda şeffaf olan, proje ve icraatlarda halkın katılımını sağlayan belediyenin icraatlarını toplumun tümü sahiplenir.
Benden söylemesi..
YORUMLAR