BİR LAFA BAKARIM, BİR DE SÖYLEYENE..
AK Parti kurumsal kimliğini kullanarak sosyal medyada hesap açanlar ve algı operasyonu yapmaya çalışanlar, küçük akıllarıyla bana gazetecilik dersi vermeye cüret etmişler.
Önce şunu kayda geçirmekte fayda var; profesyonel gazetecilik mesleği konusundaki bilgi ve tecrübemi, birikimimi anlatmayı zul kabul ederim.
Bu konuda, Düzce medyasındaki en deneyimli isimlerden olan gazeteci meslektaşlarım İHA Temsilcisi Ali Yıldız’a, DHA Temsilcisi Tezcan Solmaz, DTV muhabiri Selçuk Akyol’a, Düzce Postası’ndan Çiğdem Korkmaz’a, Oksijen Medya sahibi İslam Keleş’e ve Düzce TV Müdürü Timur Erdem’e sorup öğrenebilirler.
Sahip olduğum düşünce ve fikirlerim ışığında, haberciliğe bakışım “bardağın boş tarafını da görmek” şeklinde olmuştur.
Çünkü, bardağın dolu tarafını zaten herkes görüyor, anlatıyor, yazıyor..
Anlama zorluğu çekenler için izah ediyorum; örneğin belediyenin çöp toplaması, temizlik yapması, itfaiyenin yangın söndürmesi suların düzenli akması önemli haber değeri taşımaz. Çünkü o işler, belediyelerin yapması gereken asli görevlerdir.
Çöpler toplanmıyorsa, bir yangına geç müdahale edilmişse, evlerde sular akmıyorsa bunlar daha önemli ve toplumsal ilgi uyandıran haberlerdir.
Klasik örnek; köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması haberdir, bunu kamuoyuna aktarmak gazeteciliktir.
Düzce Belediyesi’nde toplumu ilgilendiren olumlu işler yapılırken, eleştirilmesi gereken, yanlış ve hatalı icraatlar da yapılıyor. Hem de pek çok..
Gazetecilik faaliyeti gereği biz de zaman zaman bu işleri gündeme getiriyoruz, kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Demokratik bir toplumda görev yapan siyasetçiler, yerel yöneticiler sert, abartılı, şok edici ve hatta rahatsız edici eleştirilere katlanmak zorundadır.
Konumuzun özüne dönecek olursak, Düzce Kültür Merkezi’ne merhum Erol Güngör’ün isminin verilmesini konusuyla ilgili tartışmalar kapsamında, Güngör’ün Atatürk ve Fatih’le örneklendirilerek kıyaslanmak istenmesini eleştirdim.
Erol Güngör’ün adının Kültür Merkezi’ne verilmesine itiraz edenlere Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk örneği vererek kıyaslama cüretini her kim gösteriyorsa Mevlana’ya ait sözü bir kez daha tekrarlıyorum:
“Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye”
Bu eleştirilerim, AK Parti’ye, AK Parti ya da Belediye’nin kurumsal kimliğine ve tüzel kişiliğine değil, sosyal medyada AK Parti adını kullanarak, il başkanının onayı ve bilgisi olmadan, hatta belediye meclis üyelerinin çoğunun haberdar olmadığı “Düzce Belediyesi AK Parti Meclis Grubu” adıyla sayfa oluşturan ve algı operasyonu yapmaya çalışan kişilere ve bu kişilerin sırtını sıvazlayanlara yöneliktir.
Bir kez daha altını çizerek kayda geçiriyorum; Düzce Belediyesi ve Kültür Merkezi, kimsenin babasının çiftliği değildir. Belediye halkındır, halka ait kurumdur.
Şayet Kültür Merkezi’ne bir isim verilecekse, bu tek kişinin emir ve talimatıyla değil, meclis üyeleri, siyasi partiler ve gerekirse kamuoyu ile istişare edilerek yapılmalıdır.
“Ben ne dersem o olur, ben ne istersem o olacak” zihniyeti sakat ve sorgulanması gereken bir anlayıştır.
Özellikle şu hususun bilinmesinde fayda var; gazeteler ve gazeteciler hancıdır, siyasetçiler ve yöneticiler yolcu!
Hiçbir koltuk kimseye tapulu değildir!
Bu meslekte kalem oynattığımız günden beri kimleri ve nelerini gördük.
Dün iktidarın sağladığı güçle burnundan kıl aldırmayan, ayakları yerden kesilmiş, kibir abidesi olarak güç zehirlenmesi yaşayanların, bugün esamelerinin okunmadığını, hatta hatırlanmadıklarını görüyoruz.
Unutmayın; mezarlıklar kendini vazgeçilmez ve halkın üstünde görenlerle doludur.
Bize gazetecilik dersi vermeye yeltenenleri ve bunların sırtını sıvazlayanları dürüst ve şeffaf olmaya, demokratik, hukuksal ve toplumsal değerlere uygun davranmaya, dedikodu toplamaktan ve dedikodu yapmaktan vazgeçmeye davet ediyorum.
MUSTAFA KESKİN’E MİLLETVEKİLLİĞİ YOLU AÇILDI!
Mustafa Keskin, 2 yıldır oturduğu AK Parti İl Başkanlığı koltuğuna, bu kez tek aday olarak ve kongreyle seçilerek oturdu.
Bundan yaklaşık 4 ay önce Mustafa Keskin’in kongreye tek aday olarak gireceğini, çünkü genel merkez ve genel başkanın kendisine tam destek verdiğini yazmıştım.
Çünkü, perşembenin gelişi çarşambadan belliydi!
AK Parti’nin kuruluşundan itibaren aktif siyasette önemli görevler yapmış olan Keskin, 2 yıllık il başkanlığı döneminde büyük bir hata yapmadı.
Kimseyle kavga etmedi, vekiller ve başkanlarla uyumlu çalıştı.
Herkes gibi Keskin’in de siyasi hedefi milletvekili olmak.
2023 ya da daha erken yapılacak bir seçimde, Fahri Çakır ve Ayşe Keşir’in Düzce’den aday gösterileceğini sanmıyorum.
Bu sebeple siyaseti bilen, kamuoyundaki karşılığı giderek artan, teşkilatı iyi tanıyan ve teşkilatın başında olan Keskin’in milletvekilliği adaylığının da önü açılmış olacak.
Mustafa Keskin, şayet seçimlere kadar ciddi ve büyük bir yanlış yapmazsa, teşkilatı iyi yönetmeyi sürdürürse, partide birlik ve beraberliği koruyabilirse, iktidar olma avantajını kullanarak Düzce’ye faydalı hizmetlerde bulunursa kendisine vekillik yol açılır.
Bugünden tarihe not düşüyorum. Keskin, ilk seçimde AK Parti’nin milletvekili adayı olacak ve büyük ihtimalle seçilecek.
OXİJEN
Oxijen Medya Gurubu’nun son zamanlarda en çok ilgilendiği ve kafa yorduğu konu Düzcespor’dur.
Grup çalışanları işlerinden zaman ayırarak, maddi ve manevi fedakarlık yaparak Düzcespor’un başarısı için koşturmakta, uğraşmakta, didinmekte ve çalışmaktadır.
Başkan Gökhan Kapoğlu’nun ve birçok yöneticinin Düzcespor’a sağladığı katkılar ve yaptıkları ortadadır ve bilinmektedir.
Oxsijen Medya çalışanlarının sergilediği çaba, son olarak Hatıra Bilet kampanyası konusundaki başarılı çalışmaları takdire şayandır.
Tek bir kuruşluk menfaati olmaksızın Düzcespor’un başarısı için çabalayan ve kulübe ciddi anlamda katkılar sağlayan arkadaşları takdir etmek ve hakkını teslim etmek gerekir.
Ben de naçizane bunu yapmak istedim.
Abi bunları eleştirmeyeceksin!bunlar herşeyin en iyisini en güzelini kendileri ve çok akıllı ekibi bilir.eleştiren insan art niyetlidir.kendileri ise çok iyi niyetlidir.insanları kutuplaştırarak oy kazanacaklarını sanan kişilerdir bunlar.