BABACAN HAREKETİ İDDİALI GELİYOR
AK Parti’den kopmaların en büyüğünün Ali Babacan’ın liderliğinde kurulacak yeni parti ile yaşanacağı konusunda kamuoyunda yaygın bir kanaat var.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteklediği Babacan hareketinin yeni parti program ve tüzüğünü hazırladıkları biliniyor.
Yeni bir hikaye ile yola çıkması beklenen Babacan liderliğindeki yeni parti, elbette en fazla AK Parti’ye zarar verecektir.
Babacan hareketinin, öncelikle eski merkez sağ tabanla birlikte ılımlı sosyal demokrat kitleyi ve özellikle 2000 sonrası gençliği hedeflediği bir gerçek.
Özellikle 2000 sonrası doğan kuşağa Z kuşağı deniliyor.
Z kuşağı doğar doğmaz bilgisayarla, mobil cihazlarla tanışmış, farklı bir sosyo kültüre sahip..
Tamamı eğitimli olan ve nüfusun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan Z kuşağının farklı politik tercihleri var.
Hamaset, popülizm umurlarında değil..
Öncelikleri insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, çevre sorunları..
Ekrem İmamoğlu’na İstanbul’da seçimi farkla kazandıran da bu kuşak..
Ali Babacan’ın “Artık gençlerimiz bilgiye artık çabuk ulaşıyorlar. Matbaanın icadı tarihte nasıl bir dönüm noktasıysa, bu akıllı telefonlar da bir o kadar bir dönüm noktası tarihte. Herkesin cebinde dünyaya açılan bir pencere var. Artık çocuklar anne babalarını her şeyi bilen olarak görmüyorlar, ellerinin altında telefonlardan açıp bakıyorlar, bak böyleymiş diyorlar. Dünyayla daha entegreler. İyiyi görüyorlar. İyiyi gördükleri zaman daha azıyla tatmin olmuyorlar. O yüzden onların beklentilerine, hayallerine cevap verecek, bunun için de samimi bir samimi bir şekilde çalışacak siyasi bir yapıya ihtiyaç var” derken hedef kitlesini gösteriyor.
Artık Türkiye’de klasik sol, sağ, liberal, muhafazakar gibi politik tanımlar eskiyor. Bu tanımlar, özellikle Z kuşağı gençler arasında pek karşılık bulmuyor.
Eskimeyen şey Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin yanı sıra düşünce ve inanç özgürlüğü, hukuk devleti ve adalet gibi kavramlar olarak öne çıkıyor.
Babacan hareketi, hedeflediği kitle ve açıklayacağı yeni hikaye ile dikkat çekmeye başladı..
Bakalım Babacan hareketinin hikayesi nasıl başlayacak?
DÜZCE KENTİNİ DEĞİL, KENDİNİ DÜŞÜNENLER YÜZÜNDEN KAYBEDİYOR!
Düzce’nin eğitimden sağlığa, ekonomiden işsizliğe kadar pek çok sorunu var.
Bu kent, 2002’den beri yapılan tüm seçimlerde AK Parti’ye büyük destek verdi.
2004’ten beri yapılan yerel seçimlerde de yine AK Parti’yi destekledi.
Düzce Belediyesi, 4 dönemdir AK Parti elinde..
İl Genel Meclisi’nde 2004’ten beri büyük çoğunluk AK Partili üyelerden oluşuyor.
Bunca desteğe rağmen, iktidar niçin karşılığını vermiyor?
Düzce’de işsizlik çok yüksek, milli gelirden aldığı pay çok düşük, iflas edenlerin sayısı çok fazla, ödenmeyen çek ve senet patladı, icraya düşenler onbinlerce, uyuşturucu kullanım yaşı giderek düşüyor, sanayi geriliyor, turizm gelişmiyor, eğitim yerinde sayıyor, tarım felaket, sporda başarı yok..
Tüm bunların sorumlusu, kentini değil kendini düşünen siyasetçilerdir.
Kendini düşünen siyasetçiler, kişisel menfaatlerini düşünmekten Düzce’yi düşünmeye, kentin dertleriyle ilgilenmeye, halkın sorunlarını çözmeye vakit ayıramadılar.
Küçük olsun bizim olsun anlayışı siyasette egemen oldu..
Siyaseti rant ve menfaat için yapanlar yüzünden Düzce hak ettiği gelişmişlik ve kalkınmışlık seviyesine ulaşmadı.
Düzce, ne zamanki kendini değil, kentini düşünen siyasetçilerin söz sahibi olduğu il olur, işte o zaman daha yaşanabilir, her yönüyle kalkınmış ve gelişmiş bir yer haline gelir.
TUNCAY ŞAHİN
Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Şahin, beklentilerin üzerinde başarılı bir sivil toplum kuruluşu liderliği yapıyor.
Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra kısa sürede TSO’nun itibarını yükselten, kurumu sadece sanayicilerin değil, Düzce’nin en prestijli kurumları arasına sokan Şahin, son olarak TSO’yu Almanya’da önemli bir kuruluşa üye yapmayı başardı.
Valilik, belediye, üniversite başta olmak üzere diğer kamu kuruluşları ve meslek odalarıyla uyum içinde çalışma sergileyen Şahin yönetimindeki TSO, birçok yeni projelere ve etkinliklere imza atıyor.
Tuncay Şahin’i sergilediği başarıdan dolayı kutluyor, diğer kurumların başındaki kişilere örnek olmasını diliyorum.