AK Parti’nin AR-Ge ve Eğitim’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, geçtiğimiz hafta Düzce’ye geldi.
Şen, parti merkezinde yaptığı açıklamada, “Yapılan anketlerde AK Parti’nin oy oranı şu anda yüzde 38-40 gibi çıkıyor. Teşkilatların çalışmasıyla 5 puan artış sağlayabiliriz ve seçimleri kazanırız” şeklinde değerlendirme yaptı.
Şayet Mustafa Şen’in ifade ettiği gibi AK Parti’nin oy oranı yüzde 38-40 bandındaysa iktidar partisi için çanlar çalıyor demektir.
Çünkü, böyle bir oran, AK Parti’nin önümüzdeki seçimleri kazanmasına asla yetmez.
Artan enflasyon, yüksek faiz ve kur, hayat pahalılığı, işsizlik, ekonomik kriz ve benzeri sıkıntılar bitmediği müddetçe, iktidar partisinin oy oranını artırması mümkün değildir.
Görünen o ki, AK Parti birinci parti olmasına rağmen tek başına Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamıyor, kazanma ihtimali de görünmüyor.
AK Parti iktidarını kayıtsız şartsız destekleyen Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de son dönemde oy oranını artırmadığı, aksine birçok anketlerde yüzde 10’un altında kaldığı siyasi kulislerde dillendirilmektedir.
Genel Başkan Yardımcısı Şen gibi son dönemde yapılan kamuoyu anketlerini incelediğimde her iki partinin oy oranının yüzde 50’yi geçmediği görülüyor.
Muhtemeldir ki, kötü gidişat tersine çevrilmediği müddetçe Cumhur İttifakı ilk turda yüzde 50’yi geçemeyecek ve seçim ikinci tura kalacak.
AK Parti yeni bir hikaye yazmadığı, ülkeyi ekonomik krizden çıkarmadığı, enflasyonu, işsizliği ve yüksek faizleri düşürmediği müddetçe seçim kazanma şansı azalır.
AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığını ve dolayısıyla iktidarı kaybetmemesi için toplumu heyecanlandıracak ve umut verecek yeni bir hikaye yazması gerekmektedir.
Bu hikayenin yazılabilmesi için de, öncelikle hukuk devleti, demokrasi, düşünce ve ifade hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerde daha ileri adımlar atması, toplumdaki kutuplaşmayı sona erdirmesi zorunluluktur.
Bunlar yapılmadığı takdirde ne ekonomik kriz, ne işsizlik, ne enflasyon ne de diğer toplumsal sorunlar çözülebilir.
Şahsen çok umutlu değilim.
Bekleyip göreceğiz.