15 Temmuz denilince akla FETÖ’nün kanlı darbe girişiminin önlendiği tarih gelir. Bu nedenle 15 Temmuz bir simge olmuştur.
15 Temmuz, özellikle siyasi iktidarın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “kırmızı çizgisi”dir ve bunun böyle olduğu herkes tarafından bilinir.
Gerekçesi veya bahanesi her ne olursa olsun, bir parktan, bir köprüden ya da bir okuldan “15 Temmuz” adının kaldırılması en azından siyasi iktidar tarafından hoş karşılanmaz.
Örneğin, Boğaziçi Köprüsü’ne darbe girişiminin ardından 15 Temmuz Şehitler Köprüsü adı verildi.
Ne İstanbul Valisi, ne de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın aklına 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün ismini değiştirmek gelmez gelmemesi de gerekir.
2016’daki darbe girişiminin ardından Düzce Lisesi’nin adı 15 Temmuz Anadolu Lisesi yapıldı. O dönemde kimse bu işe itiraz etmedi, edemedi..
Liseden mezun olan bir grup, bu ismi değiştirmek için girişimde bulundu.
Düzce’deki bazı siyasiler ve bürokratlar da bu girişimi destekleyen adımlar attı.
Kabak Düzce’nin yeni Valisi Selçuk Aslan’ın başında patladı..
Ulusal kamuoyunda tartışmalara ve tepkilere yola açan tabela değişikliği sürecinde Düzce’deki kimi siyasiler ve sivil toplum kuruluşları Vali Aslan’a sahip çıkan beyanlarda bulundular.
Ancak, AK Parti kanadından Vali’ye sahip çıkılmadığı gibi Sayın Aslan’ı destekleyici mahiyette bile olsa en küçük bir ses gelmedi.
Çünkü AK Parti, Vali Aslan’ın “15 Temmuz” tabelasını değiştirmesinden rahatsızlık duydu. Bu nedenle Vali’ye sahip çıkılmadı.
Bu rahatsızlık ayan beyan ortada iken CHP ve İYİ Parti’nin Vali Aslan’ı sahip çıkan açıklamaları da iktidar kanadında not edildi.
Vali Aslan’ın milliyetçi, Atatürkçü, devletine ve milletine bağlı, milli ve manevi değerleri güçlü bir mülki amir olduğundan yana en küçük bir şüphem yok.
Ancak, bir mülki amirin, toplumun büyük kesiminde ve özellikle siyasi iktidar nezdinde büyük anlamı olan “15 Temmuz” tabelasını değiştirirken bir değil, bin defa düşünmesi, böyle bir girişimin toplumda tepkilere yol açabileceğini öngörmesi gerekirdi.
Muhtemelen basireti bağlandı, işin hangi noktalara varacağını ve sonunda geri adım atmak zorunda kalacağını hesaplayamadı.
Sütten ağzı yanan Sayın Aslan’ın, bundan sonra bu ve benzeri durumlarla karşılaştığında yoğurdu üfleyerek yemesi gerekir.