Düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş, 2017’de görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Diğer bazı belediye başkanları gibi Keleş’in istifası da “metal yorgunluğu” olarak açıklanmıştı.
İşin aslına bakacak olursak, Keleş’te metal yorgunluğu filan yoktu. O ifade, istifalara bir kılıf olarak icat edilmişti.
Keleş, aradan geçen 2 yılı aşkın süredir, istifasının gerçek nedenini kamuoyuna açıklamadı. AK Parti kanadından da istifanın nedenlerine ilişkin bir açıklama yapılmadı.
Artık Keleş’in istifasının perde arkasındaki olayları paylaşmak gerekiyor. Zira, Keleş, bugüne kadar kamuoyuna hiç özeleştiride bulunmadı. Çıktığı televizyon programlarında sürekli başkalarını suçladı. Bir kez bile olsun günah çıkartmadı.
OLAYLAR
Mehmet Keleş, ikinci kez belediye başkanı seçildikten sonra, belediyede “nepotizim” uygulaması yaptı. BU büyük bir hataydı.
Yani, aleni şekilde akraba ve adam kayırdı. Bu durum öyle hal aldı ki, kamuoyuna, gazetelere yansıdı.
İkinci hatası, passat mı audi mi tartışması oldu. Borç içindeki belediyenin başkanının, “ben passata binmem” açıklaması, kamuoyunda büyük eleştirilere ve tepkilere yol açtı.
Bu tavrı, “Kendini yükseklerde gören, halka tepeden bakan belediye başkanı” imajının yerleşmesine sebep oldu.
Bazı adrese teslim ihaleler, Ramazan eğlencesi gibi uçuk masraflar, güreş sahası, ışıklı süs havuzları ve benzeri gereksiz harcamalar belediyede aşırı israfa ve karşılığında yüksek borçlanmalara yol açtı.
Makam odasını halka kapatması, makam odasının bulunduğu kata özel duvar ördürmesi, sürekli il dışında seyahatlere gitmesi gibi davranışları da bardağı taşırdı.
Kamuoyunda tepki çeken bu uygulamalar, doğal olarak dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı rahatsız etti.
FİŞİ ÇEKİLDİ
Yukarıda aktardığım sebepler dolayısıyla Keleş gözden düştü.
Kamuoyunda yükselen tepkilerin AK Parti’ye zarar vermeye başlamasıyla birlikte, Keleş’in fişi çekildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayı ve takdiri ile istifası istendi.
Keleş, bu talep karşısında direnemedi, itiraz dahi edemedi.
“Partiden istifa ederim, ama belediye başkanlığından istifa etmiyorum” diyemedi.
Önüne konan belge ve bilgiler karşısında istifayı bastı.
Abdestinden şüphe yoksa, namazından da şüphen yoktur.
Demek ki Keleş aldığı abdestten şüpheliydi..
Aradan 2 yıldan fazla süre geçti.
Keleş, bugüne kadar hiç özeleştiri yapmadı.
Hala kendisini hatadan münezzeh biri olarak görüyor.
Ve gelecekte aktif siyaset yapmayı hayal ediyor.
Keleş, şayet ileride yeniden siyaset sahnesine dönmeyi düşünüyorsa, önce işlediği hataların hesabını vermeli, kamuoyunu tatmin edecek bir özeleştiride bulunmalı.
Bunu yapmadığı takdirde, yeniden siyaset sahnesinde rol alması pek mümkün görülmüyor.