Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü koltuğa oturalı tam 2 ay oldu.
Bu 2 aylık sürede önemli işler başarıldı.
Özetlemek gerekirse, Düzce’nin kanayan yarası haline gelen parkların ticari rant amacıyla kullanılmasına son verildi, parklardaki yapılar yıkıldı.
Belediyedeki araç saltanatına son verildi.
Tasarruf tedbirleri artırıldı.
Tüm birimlerin daha verimli ve daha üretken bir anlayışla çalışması prensibi yerleştirildi.
Belediyenin alacaklarının toplanması, böylece mali denge oluşturulması için harekete geçildi.
Yeypaş ve İntaş şirketlerinin daha profesyonel bir anlayışla yönetilmesi için yeni bir kadro oluşturuldu.
Başkanlık İletişim Ofisi kurularak, medya üzerinden kamuoyunun en hızlı ve etkin biçimde bilgilendirilmesi sağlandı.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz..
Faruk Özlü, kısa zamana önemli işler sığdırmayı başardı.
TUHAF İŞLER
Faruk Özlü’nün güzel işlerinin yanısıra, yapılan bazı “tuhaf” işler de dikkatimizi çekmeye başladı.
Örneğin belediyedeki bazı memurların kişisel öfke ve kin sebebiyle köpek barınağına sürülmesi..
Eski belediye başkanının akrabası olduğu gerekçesiyle bazı çalışanlara mobbing yapılması..
Bazı basın kuruluşlarıyla gereksiz ve yersiz polemiklere girişilmesi..
Belediye koridorlarında çok sayıda kişinin “danışman” kartvizitiyle dolaşması..
Belediyenin bazı birimlerinde, bir hemşehri grubunun ağırlıklı olarak ön plana çıkmasına ilişkin iddialar..
Bu türden “tuhaf işler”, ne başkanın kendisine, ne de belediyeye en küçük bir yarar sağlamaz.
Bir kurumda çalışanların önce liyakatına bakılmalıdır.
Liyakati yetersiz kişilere taşımakta zorlanacağı sorumluluk verildiğinde bazı sıkıntılar ister istemez olur.
Liyakatli, fakat benim adamım değil, hasmımın adamı ya da akrabası denilerek insanların onur ve izzetiyle oynanması doğru değildir.
DEREDE BOĞULMAK!
Kimi siyasetçiler ya da yöneticiler vardır ki, büyük fırtınalarda büyük denizleri, okyanusları binbir zorluğa rağmen aşar, ama tam hedefe ulaşacakken küçük bir dereyi geçerken boğulurlar.
Düzce Belediyesi yöneticilerinin şu anki durumu “dereyi geçerken boğulmak” gibi..
Düzce’nin yıllardır çözülemeyen devasa sorunlarını çöz, mega projeler gündeme getir, güzel işler başlat, ama öte yanda başkalarından intikam almak uğruna, sıradan memurlarla uğraş, vakit kaybet..
Belediyede yeni makam sahibi olmuş kişilerin güç ve yetkiye sahip olunca küçük dünyaları ben yarattım havalarına bürünmemesi, küçük olsun, ama benim olsun anlayışıyla hareket etmemesi gerekir.
Yöneticiler, o koltuktan hiç düşmeyecekmiş gibi belediye işlerine odaklanmalı, yarın o koltuktan düşecekmiş gibi kendilerini sivil ve normal hayata göre hazırlamalıdır.
Lafın tamamı kime söylenir?
Uzun lafın kısası, okyanusu geçmeye çalışan Başkan Özlü ve belediye yöneticileri derede boğulmamalıdır.
Koskoca bakanlık yapmış birinin, liyakatten bahseden birinin lise mezunu yaptığı özel kalem müdürünün kişisel kaprislerine bakarak üniversite mezunu Keleş'in Özel kalem müdürlüğün yapmış birini köpek barınağına sürdürmesi hiç etik değil.Bakanın birinin ağzına bakarak bunu yapması çok ayıp.Yarın birileride Cihan arkadaşımızı nere gönderir bilemem.