15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından tam 3 yıl geçti.
Devletin tüm kurumlarına sızmış olan Fetullahçılar, son bir hamleyle hükümeti devirmek, yönetimi ele geçirmek ve kendi iktidarlarını kurmak istemişlerdi.
Milletin kararlı tutumu ve direnişi sayesinde darbe girişimi başarısız oldu.
Darbenin ardından FETÖ’ye karşı kapsamlı bir mücadele başlatıldı.
Operasyonlarda örgüt büyük ölçüde çökertildi, yapılan yargılamalarda darbe sanıklarına hak ettikleri ağır cezalar verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği şekilde tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan örgütle mücadele bugün de devam ediyor.
Akıllara ve vicdanlara gelen soru şu:
FETÖ ile ilgili gerçek manada mücadele yapılıyor mu?
AT İZİ İT İZİ
FETÖ ile mücadelenin sulandırıldığına dair zaman zaman eleştiriler gündeme geliyor.
Yine Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, “At izi, it izine karışıyor”..
Bir bakıyorsunuz zamanında bu yapının içinde, ortasında ya da tavanında aktif şekilde yer alanlar ortalıkta dolaşıyor, ama tabanda, yani ibadet kısmında yer alan ya da bir şekilde iltisakı olanlar ağır bedel ödüyor.
Örneğin Bank Asya’nın yönetiminde aktif görev yapan SPK’nın başına geçiyor, bu bankaya para yatıranlar içeride..
Kamu arazilerini parsel parsel verenlere, Fetulahçılarla kolkola yürüyen siyasetçiler hesap vermezken, gazete dağıtan ya da çocuğunu okula gönderenler hesap veriyor.
Bu ve benzer örneklere basında ve açık kaynaklarda sıkça rastlamak mümkün..
KRİPTOLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın TSK’daki kripto FETÖ şüphelilerine yönelik yaptığı son açıklama, kripto FETÖ’cülere yönelik mücadelenin henüz başında olunduğunu gösteriyor.
Sözkonusu açıklamada, “FETÖ’nün TSK içerisine sızmış ve halen deşifre edilemeyen mensupları sayıca darbe girişimine katılanlara oranla daha fazla” denildi.
Savcılık açıklamasından öyle anlaşılıyor ki, özellikle kripto FETÖ’cülere yönelik mücadele konusunda gidilecek epey yol var.
En büyük tehlike ve tehdidi kriptolar oluşturuyor.
Kriptolar her yerde olabilir.
Sadece TSK içinde değil, kamu kurumlarında, üniversitede, siyasette de varlıklarını sürdürdükleri tahmin ediliyor.
AKLI KİRAYA VERMEK
Cemaatlerin ve tarikatların temel hedefi, müritlerin ve sempatizanların akıllarını kiralık olarak ele geçirmektir.
Yani bir cemaat ya da tarikata girenler, doğal olarak akıllarını kiraya vermiş olurlar.
FETÖ bir cemaat görüntüsüyle algı yarattı, bu cemaate (örgüte) girenler akıllarını ele başına kiraya verdiler.
Tarikatlar ve cemaatlerin temel amacı, din argümanlarıyla müritlerini sömürmek ve kullanmaktır.
Aklını ve vicdanını kullanan bir insanın, dini inançlarını yaşayabilmesi için hiçbir cemaat ya da tarikata ihtiyacı yoktur.
15 Temmuz benzeri olayın bir daha yaşanmaması için cemaat ve tarikatlardan uzak durulması, bu yapılara özellikle devlet kurumlarında alan açılmaması gerektiği su götürmez bir gerçektir.