Düzce Belediye Başkanı faruk Özlü ve CHP’nin Düzce’den sorumlu vekili mahmut tanal arasındaki gerilim sosyal medya üzerinden devam ediyor. CHP’nin Düzce’den sorumlu vekili Mahmut Tanal, hızlı tren imza kampanyasına karşı çıkan Belediye Başkanı Faruk Özlü’yü eleştirmiş, “Bakan olduğu halde Düzce’nin sorunları çözemeyen,şimdi belediye başkanı olarak mı çözecek? demişti.Bunun üzerine Özlü, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Tanal’a verdiği cevapta, “Düzce'ye 1 TL fayda sağlamamış birini arıyorsan aynaya bak sayın Mahmut Tanal orada göreceksin, hadi ordan” demişti.Tanal, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımında “biraz bekle Sn. Faruk Özlü, uykuların kaçacak... Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın! Düzce'ye hizmet ettin öyle mi? Kendi partilin, senden önceki belediye başkanı Mehmet Keleş bak ne diyor” diyerek düzce eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in yerel bir TV kanalında Özlü hakkındaki eleştirileri video şeklinde paylaştı.Tanal, son olarak sosyal medya hesabından ‘Sn. Faruk Özlü’ye cevabımdır’ diyerek şunları paylaştı:Sayın Faruk Özlü, 65. Hükümet Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı. ‘Belediye başkanım’ hitabından hoşlanmadığınız, daha doğrusu kendinize yakıştırmadığınız için size ‘Düzce Belediye Başkanı’ diye hitap etmeyeceğim. Sebebini açıklayacağım.Yüksek Hızlı Tren hattının Düzce’den geçmesine yönelik başlatılan imza kampanyasına karşı çıktınız. Kendinizce gerekçeler sıralayıp ‘Sanki tren kaçıyormuş gibi bu konuyu bu kadar köpürtmek, imza toplamak doğru bir hareket tarzı değil’ dediniz.Düzceliler gibi ben de bu şaşırtıcı çıkışınıza tepki gösterdim.Eleştirilerime cevap vermişsiniz. Öncelikle belirteyim ki, beni bir kez daha şaşırttınız. Bu üslup size hiç yakışmadı. Amiyane tabirle içinizdeki canavar ortaya çıktı. Bana cevap yetiştirirken ‘Sen’ diye hitap ediyorsunuz. Devamında ‘Aynaya bak’, ‘Çamur attın, kara çaldın’, ‘İnsanları kışkırttın’, ‘Şov yaptın’, ‘Hadi ordan’ gibi yakışıksız ifadeler kullanıyorsunuz, ithamlarda bulunuyorsunuz. Aynı üslupla cevap vermeyeceğim. Zaten kendime yakıştıramam. ‘Kaç yıldır milletvekilisin, İstanbul için ne yaptın?’ diye soruyorsunuz. Dünyanın incisi metropol kentimizi ‘İstanbul’a ihanet ettik’ itirafında bulunan zihniyetin elinden kurtardık. Yetmez mi?
Devamla ‘Düzce için ne yaptın?’ diye soruyorsunuz. Düzce seçim bölgem değil. Düzce’den herhangi bir oy beklentim, maddi bir çıkarım yok. Tamamen gönüllülük esasına dayalı, ‘Fahri Milletvekili’ sıfatıyla Düzcelilerin sorunlarıyla ilgileniyorum, çözüm üretiyorum. Bundan sonra da beklentisiz olarak Düzce’ye sahip çıkmaya devam edeceğim.Peki siz? Düzceliler sayesinde milletvekili oldunuz, bakan oldunuz. Şimdi de belediye başkanı seçtiler. Düzceliler yıllardır sizi sırtında taşıyor. Hiç aynaya bakıp kendinize ‘Faruk Özlü, Düzce’nin dünya kadar sorunu var. İmkan ve yetkiye rağmen neden çözmedin?’ diye sordunuz mu? Açıklamanızda Düzce Teknopark’ın temellerini sanki siz atmışsınız gibi bir izlenim yaratmışsınız. Siz daha piyasada yokken Düzce Teknopark vardı. Başkasının başarısından kendinize pay çıkarmayın.
‘Bakanlık dönemimde Düzce Teknopark binasını yaptım’ diyorsunuz. Ben! Ben! Ben! Ortak yapılan, tüm kurumların katkı sağladığı bir hizmeti kendinize mal ediyorsunuz. Yeni binayı sizin yaptığınıza dair kanıtınız var mı? Para mı harcadınız, ne yaptınız?Bakın siz Düzce’ye yaptığınız hizmetlerden bahsediyorsunuz ama kendi partiliniz, sizden önceki Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş aksini söylüyor. Keleş, bakanlığınız döneminde, kendisi belediye başkanı iken hayata geçirmek istediği çok sayıda projenin önüne geçtiğinizi, engellediğini iddia ediyor.Belediye başkan adayı ilan edildiğinizde Düzce basınına konuşan Sn. Mehmet Keleş, ‘Bu memlekete sırf bize olan düşmanlığı, saygısızlığı, sevgisizliği…’ ifadeleri eşliğinde sizin tarafınızdan engellendiğini öne sürdüğü projeleri sıralıyor. Mehmet Keleş’in o açıklamalarını internetten bulabilirsiniz. Mehmet Keleş, CHP’nin değil, Ak Parti’nin belediye başkanıydı. Dikkatinizi çekeyim.Yine açıklamanızda ‘Belediye başkanlığım süresince milletimizin parklarını fuzuli işgalden kurtardım. Parklarımızı milletimizin kullanımına açtım’ diyorsunuz. Dürüst davranmanızı beklerdim. Düzce’nin parkları, para kazanmaları için kime tahsis edilmişti? Sizin ifadenizle ‘parkları işgal edenler’ hangi partinin mensubu, il genel meclis üyesiydi? Acaba ilk icraatınız neden parkları temizlemek oldu? Parkların tahsis edildiği kişiler kime yakındı ki hemen harekete geçtiniz? Eğer parklardan para kazananlar size yakın kişiler olsaydı yine aynı tutumu sergiler miydiniz? Parti içi hesaplaşmayı, halkın tepkisi üzerine partidaşlarınıza yapılan peşkeşten vazgeçilmesini, Düzce’ye hizmet olarak sunamazsınız.Sayın Faruk Özlü, Sayın Mehmet Keleş’le aranız açık olabilir. Keleş döneminde yapılanları kaldırmak Düzce’ye hizmet etmek değildir. Yanlışı yanlışla düzeltemezsiniz. Düzce meydanlarından saat kulelerini kaldırdınız. Düzce Belediyesi’ne yaklaşık 2 milyon liraya mal olduğu belirtilen tramvayı kaldırdınız, rayları söktünüz. Saat kulelerinin ve tramvayın toplam maliyeti ne kadardı? Saat kuleleri ve tramvayın kaldırılmasıyla Düzcelilerin parası tamamen çöpe atılmış olmuyor mu? Açıklamanızda şahsıma ‘Hecinlere gittin, insanları kışkırttın’ suçlamasında bulunuyorsunuz.
O dönem bakanlık koltuğundaydınız. Düzce’nin çöpü Hecinler’e dökülüyordu. Bölge sakinleri idare mahkemesine iptal davası açtı. Kazandılar. Davayı kazanmalarına rağmen çöp dökülmeye devam edildi. Vatandaşlar nöbet tutuyordu. Beni destek için çağırdılar. Yani kendim gitmedim. Mahkeme kararı uygulanmadığı için davet üzerine Hecinler halkına destek olmaya gittim. Orada nöbet tuttum. Bu mu kışkırtma, yoksa mahkeme kararını tanımamak mı?
O olaydan sonra seçim geldi çattı. Hecinler halkına söz verdiniz. Kesinlikle Hecinler’e çöp tesisi yapılamayacağını ve çöplerin buraya dökülmeyeceğini belirttiniz. Ancak Hecinler tehlikeden tamamen kurtulmuş değil. Hecinler’e çöp depolama tesisi yapılmayacağına ilişkin planda herhangi bir değişikliğe gitmediniz. Bu kadar öfkeli olmanızın, şahsımı hedef almanızın nedenlerine gelirsek:Düzce’yle birbirimize gönülden bağlıyız. Sizden bunu anlamanızı bekleyemem. Düzce’ye faydam olup olmadığını sorgulamışsınız ya, Düzcelilerin gönlünde yer edinmişim ki, Düzceli olmamama rağmen ‘Yılın Kişi’ için aday gösterildim ve yüksek oy oranıyla listenin tepesinde yer aldım.
Sanırım bu sonucu hazmedemiyorsunuz. ‘Nasıl oluyor da seçim bölgesi Düzce olmayan Mahmut Tanal, ‘Yılın Kişisi’ anketinde hepimizi geride bırakır’ şeklinde dişlerinizi gıcırdatıyorsunuzdur.İkincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tekrar bakan yapılmamanızı hazmedemiyorsunuz. Anlaşılan Düzce Belediye Başkanlığı’nı ‘tenzili rütbe’ olarak görüyorsunuz. Belediye başkanlığını kendinize yakıştıramıyorsunuz. Etrafınızdakiler, size ‘Belediye başkanım’ diye hitap eden Düzceli vatandaşları uyarma ihtiyacı hissediyor. Neymiş, ‘Bakanım’ denilecekmiş…Bakan yapılmamanın sinirini başkasından çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Sahi ‘Düzce Belediye Başkanı’ sıfatıyla yaptığınız yazılı basın açıklamalarında ilk başa neden “65. Hükümet Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı”nı yazıyorsunuz? Sadece ‘Düzce Belediye Başkanı’ yazsanız olmaz mı? Size tavsiyem koltuğa takılmayın. Görev görevdir. Küsmeyin, biraz Düzcelilerin arasına karışın.YERLİ OTOMOBİL Sayın Özlü, 24 Mayıs 2016 tarihinden 9 Temmuz 2018 tarihine kadar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak yerli otomobil projesini devraldınız. Bakanlığınız döneminde ‘Yerli otomobil’den bahsetmediğiniz gün yok gibiydi. Projenin mimarı gibi hareket ediyordunuz.Ancak 27 Aralık Cuma günü (2019) gerçekleşen yerli otomobil tanıtım etkinliğine davet edilmediniz. Yerli otomobil projesine hiç mi katkınız olmadı ki yok sayıldınız?
Yine 27 Aralık’ta ve sonrasında ne hikmetse yerli otomobille ilgili hiç ‘hayırlı olsun’ mesajı paylaşmadınız. Heyecana ortak olmadınız. Peki 27 Aralık’ta ne yaptınız? Yandaş Sabah gazetesinin yazarı, Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’nun Düzce’ye konuk olduğunu duyurdunuz, çiçekli mesajlar paylaştınız. Yerli otomobilin Okan Müderrisoğlu kadar da mı değeri yoktu? Yerli otomobil konusundaki suskunluğunuzun sebebi nedir Sayın Faruk Özlü? ‘Yerli otomobil projesini başarıya ulaştıran bakan’ rolünü halefiniz Mustafa Varank’a kaptırdığınız için mi sesiniz çıkmıyor? Bakanken dilinizden düşürmediğiniz yerli otomobilin adını hiç anmamanızın sebebi bu mu? Bu açıklamayı kısa bir giriş olarak sayın. Devamı gelecek. Bekleyin Sayın Faruk Özlü…"
Devamla ‘Düzce için ne yaptın?’ diye soruyorsunuz. Düzce seçim bölgem değil. Düzce’den herhangi bir oy beklentim, maddi bir çıkarım yok. Tamamen gönüllülük esasına dayalı, ‘Fahri Milletvekili’ sıfatıyla Düzcelilerin sorunlarıyla ilgileniyorum, çözüm üretiyorum. Bundan sonra da beklentisiz olarak Düzce’ye sahip çıkmaya devam edeceğim.Peki siz? Düzceliler sayesinde milletvekili oldunuz, bakan oldunuz. Şimdi de belediye başkanı seçtiler. Düzceliler yıllardır sizi sırtında taşıyor. Hiç aynaya bakıp kendinize ‘Faruk Özlü, Düzce’nin dünya kadar sorunu var. İmkan ve yetkiye rağmen neden çözmedin?’ diye sordunuz mu? Açıklamanızda Düzce Teknopark’ın temellerini sanki siz atmışsınız gibi bir izlenim yaratmışsınız. Siz daha piyasada yokken Düzce Teknopark vardı. Başkasının başarısından kendinize pay çıkarmayın.
‘Bakanlık dönemimde Düzce Teknopark binasını yaptım’ diyorsunuz. Ben! Ben! Ben! Ortak yapılan, tüm kurumların katkı sağladığı bir hizmeti kendinize mal ediyorsunuz. Yeni binayı sizin yaptığınıza dair kanıtınız var mı? Para mı harcadınız, ne yaptınız?Bakın siz Düzce’ye yaptığınız hizmetlerden bahsediyorsunuz ama kendi partiliniz, sizden önceki Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş aksini söylüyor. Keleş, bakanlığınız döneminde, kendisi belediye başkanı iken hayata geçirmek istediği çok sayıda projenin önüne geçtiğinizi, engellediğini iddia ediyor.Belediye başkan adayı ilan edildiğinizde Düzce basınına konuşan Sn. Mehmet Keleş, ‘Bu memlekete sırf bize olan düşmanlığı, saygısızlığı, sevgisizliği…’ ifadeleri eşliğinde sizin tarafınızdan engellendiğini öne sürdüğü projeleri sıralıyor. Mehmet Keleş’in o açıklamalarını internetten bulabilirsiniz. Mehmet Keleş, CHP’nin değil, Ak Parti’nin belediye başkanıydı. Dikkatinizi çekeyim.Yine açıklamanızda ‘Belediye başkanlığım süresince milletimizin parklarını fuzuli işgalden kurtardım. Parklarımızı milletimizin kullanımına açtım’ diyorsunuz. Dürüst davranmanızı beklerdim. Düzce’nin parkları, para kazanmaları için kime tahsis edilmişti? Sizin ifadenizle ‘parkları işgal edenler’ hangi partinin mensubu, il genel meclis üyesiydi? Acaba ilk icraatınız neden parkları temizlemek oldu? Parkların tahsis edildiği kişiler kime yakındı ki hemen harekete geçtiniz? Eğer parklardan para kazananlar size yakın kişiler olsaydı yine aynı tutumu sergiler miydiniz? Parti içi hesaplaşmayı, halkın tepkisi üzerine partidaşlarınıza yapılan peşkeşten vazgeçilmesini, Düzce’ye hizmet olarak sunamazsınız.Sayın Faruk Özlü, Sayın Mehmet Keleş’le aranız açık olabilir. Keleş döneminde yapılanları kaldırmak Düzce’ye hizmet etmek değildir. Yanlışı yanlışla düzeltemezsiniz. Düzce meydanlarından saat kulelerini kaldırdınız. Düzce Belediyesi’ne yaklaşık 2 milyon liraya mal olduğu belirtilen tramvayı kaldırdınız, rayları söktünüz. Saat kulelerinin ve tramvayın toplam maliyeti ne kadardı? Saat kuleleri ve tramvayın kaldırılmasıyla Düzcelilerin parası tamamen çöpe atılmış olmuyor mu? Açıklamanızda şahsıma ‘Hecinlere gittin, insanları kışkırttın’ suçlamasında bulunuyorsunuz.
O dönem bakanlık koltuğundaydınız. Düzce’nin çöpü Hecinler’e dökülüyordu. Bölge sakinleri idare mahkemesine iptal davası açtı. Kazandılar. Davayı kazanmalarına rağmen çöp dökülmeye devam edildi. Vatandaşlar nöbet tutuyordu. Beni destek için çağırdılar. Yani kendim gitmedim. Mahkeme kararı uygulanmadığı için davet üzerine Hecinler halkına destek olmaya gittim. Orada nöbet tuttum. Bu mu kışkırtma, yoksa mahkeme kararını tanımamak mı?
O olaydan sonra seçim geldi çattı. Hecinler halkına söz verdiniz. Kesinlikle Hecinler’e çöp tesisi yapılamayacağını ve çöplerin buraya dökülmeyeceğini belirttiniz. Ancak Hecinler tehlikeden tamamen kurtulmuş değil. Hecinler’e çöp depolama tesisi yapılmayacağına ilişkin planda herhangi bir değişikliğe gitmediniz. Bu kadar öfkeli olmanızın, şahsımı hedef almanızın nedenlerine gelirsek:Düzce’yle birbirimize gönülden bağlıyız. Sizden bunu anlamanızı bekleyemem. Düzce’ye faydam olup olmadığını sorgulamışsınız ya, Düzcelilerin gönlünde yer edinmişim ki, Düzceli olmamama rağmen ‘Yılın Kişi’ için aday gösterildim ve yüksek oy oranıyla listenin tepesinde yer aldım.
Sanırım bu sonucu hazmedemiyorsunuz. ‘Nasıl oluyor da seçim bölgesi Düzce olmayan Mahmut Tanal, ‘Yılın Kişisi’ anketinde hepimizi geride bırakır’ şeklinde dişlerinizi gıcırdatıyorsunuzdur.İkincisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tekrar bakan yapılmamanızı hazmedemiyorsunuz. Anlaşılan Düzce Belediye Başkanlığı’nı ‘tenzili rütbe’ olarak görüyorsunuz. Belediye başkanlığını kendinize yakıştıramıyorsunuz. Etrafınızdakiler, size ‘Belediye başkanım’ diye hitap eden Düzceli vatandaşları uyarma ihtiyacı hissediyor. Neymiş, ‘Bakanım’ denilecekmiş…Bakan yapılmamanın sinirini başkasından çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Sahi ‘Düzce Belediye Başkanı’ sıfatıyla yaptığınız yazılı basın açıklamalarında ilk başa neden “65. Hükümet Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı”nı yazıyorsunuz? Sadece ‘Düzce Belediye Başkanı’ yazsanız olmaz mı? Size tavsiyem koltuğa takılmayın. Görev görevdir. Küsmeyin, biraz Düzcelilerin arasına karışın.YERLİ OTOMOBİL Sayın Özlü, 24 Mayıs 2016 tarihinden 9 Temmuz 2018 tarihine kadar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak yerli otomobil projesini devraldınız. Bakanlığınız döneminde ‘Yerli otomobil’den bahsetmediğiniz gün yok gibiydi. Projenin mimarı gibi hareket ediyordunuz.Ancak 27 Aralık Cuma günü (2019) gerçekleşen yerli otomobil tanıtım etkinliğine davet edilmediniz. Yerli otomobil projesine hiç mi katkınız olmadı ki yok sayıldınız?
Yine 27 Aralık’ta ve sonrasında ne hikmetse yerli otomobille ilgili hiç ‘hayırlı olsun’ mesajı paylaşmadınız. Heyecana ortak olmadınız. Peki 27 Aralık’ta ne yaptınız? Yandaş Sabah gazetesinin yazarı, Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’nun Düzce’ye konuk olduğunu duyurdunuz, çiçekli mesajlar paylaştınız. Yerli otomobilin Okan Müderrisoğlu kadar da mı değeri yoktu? Yerli otomobil konusundaki suskunluğunuzun sebebi nedir Sayın Faruk Özlü? ‘Yerli otomobil projesini başarıya ulaştıran bakan’ rolünü halefiniz Mustafa Varank’a kaptırdığınız için mi sesiniz çıkmıyor? Bakanken dilinizden düşürmediğiniz yerli otomobilin adını hiç anmamanızın sebebi bu mu? Bu açıklamayı kısa bir giriş olarak sayın. Devamı gelecek. Bekleyin Sayın Faruk Özlü…"
3 tane milletvekili çıkaramayınca Bakanlık koltuğundan oldu. Şimdide belediye başkanlığının gideceğinden korkuyor. köy kahvesinde tv seyretmek var, eski başkan gibi
Adam kendine belediye bakanı dedittiriyor daha nolsun