KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK İBO!
Aslında sana cevap vermeye dahi tenezzül etmeyecektim, lakin dostlarım aradı, senin yine etrafa saldırmaya başladığını söyleyince ilgimi çektin, baktım, doğru söylemişler!
Klavyeden sallamışsın bir şeyler, ama sonra korkudan alelacele facebook sayfandan kaldırmışsın hezeyan içinde yazdıklarını..
Senden her türlü kötülük ve seviyesizlik beklerdim de, sana özel söylenen bir rica üzerinden bakana saldıracağını asla tahmin etmezdim.
Atalarımız, “İnsanoğlu çiğ süt emmiştir” diye boşuna dememişler..
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali eski alışkanlığın devam etmekte, yine kendini haklı çıkarmak, masum göstermek için insanları karalayıp çamur atmaktasın..
Korkma İbrahim, korkunun ecele faydası yok!
Hiçbir yere kaçamazsın!
Öyle sağa sola saldırarak, tehditler savurarak kendini kurtaramaz, aklayamazsın!
Önce yaptıklarının hesabını vereceksin, sonra günah çıkaracaksın..
Üniversitedeki masum insanlara yapmadığını bırakmadın, bedelini ödeyeceksin..
Özür dileyecek, helallik isteyeceksin..
Önce paralelcilerle işbirliği yaptığını, onlarla bir olup üniversiteye saldırdığını, geçmişte yanlış yolda olduğunu, paralelciler tarafından kandırıldığını itiraf edeceksin.
Cümle alem biliyor ki, sen geçmişte üniversitedeki FETÖ’cülere sahip çıktın, onları korudun, kolladın, arkalarında durdun, üniversite yönetimini itibarsızlaştırmak için onlarla işbirliği yaptın, onların kurduğu kumpaslar yüzünden masum insanlara hakaretler yağdırdın, iftiralar attın..
Çık adam gibi “ben kullanıldım” de bari..
Mesela tesbih hikayesini açıkla..
Bülent Arınç bile “Bana ahmak diyebilirsiniz” dedi, sende birşeyler söyle de, insanlar samimi olduğuna inansın be İbo..
Hepsinden önemlisi sen kul hakkı yedin!
Utanmadan, sıkılmadan bana da iftiralar attın, atıyorsun..
Allah’ın önünde yaptıklarının ve günahlarının hesabını elbet vereceksin, ama bu dünyada ilahi adalet tecelli edecektir..
Asla senin seviyene düşmeyeceğimi de unutma..
Mevlana’nın şu sözü sana yeter:
“Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye”
DEMOKRASİ NÖBETİ’NDEKİ TAKİYECİLER!
Fetullahçı cemaat mensuplarının darbe girişiminin ardından meydanlardaki demokrasi nöbeti devam ediyor.
Anıtpark’taki demokrasi nöbetlerine her akşam gidiyor, özellikle etrafı izliyorum.
Bazen gördüklerime inanamıyorum!
Daha düne kadar cemaatle kol kola olanlardan tutun da, onlara toz kondurmayan gafillere..
Ticaretlerini geliştirmek için cemaatçilerle flört edenlerden tutun da Cumhuriyet’i, demokrasiyi, Atatürk’ü unutanlara..
Cemaatçilerden takdir beratı ve aferin alarak, yurt dışı gezilere götürülenlerden tutun da himmet verenlere..
Takiyenin böylesi tarihte görülmemiştir..
Takiyecilere bakıyorum, hep en ön saftalar, ara sıra da araçlarına bayrak asarak geçit yapıyorlar.
Kamuoyuna, “Biz her zaman devletin yanındaydık” mesajı veriyorlar, tabi yerseniz..
Biz, cemaatin yaptığı atraksiyonları, tezgahları ve kumpasları yazarken bunlar bize düşman gibi bakıyorlardı..
Çok merak ediyorum, devlet, 2014’de cemaati paralel yapı ve terör örgütü ilan ettikten sonra acaba Düsiad’ın toplantılarına kimler katılmıştı, hatırlayan var mı?
Acaba bu FETÖ derneğinde üyeliğini devam ettirenler, gizli gizli toplantılarına katılanlar kimlerdi?
Darbe girişimine kadar bu yapıyla bağlantısını, dolaylı da olsa irtibatını kopartmayanlar kimlerdi?
Anıtpark’a gidin, etrafınıza şöyle bakın, hepsini görürsünüz..
ALİ FİDAN
Düzce Valisi Ali Fidan, darbe girişimine karşı ilk andan itibaren dik duran ve en küçük bir zafiyet göstermeyen mülki amir olarak tarihe geçmiştir.
Vali Fidan’ın bu sağlam duruşu, başta Düzce halkı olmak üzere, jandarma, emniyet gibi kamu kuruluşları ile yerel yönetimlere, siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına adeta işaret fişeği olmuş ve ilk andan itibaren halk olarak sağlam bir irade sergilenmiştir.
Düzce’de göreve başladığı andan itibaren zaten başarısıyla, halka yakınlığı ve çalışkanlığı ile takdir kazanan Vali Fidan, demokrasi sınavından da alnının akıyla ve başarıyla çıkmıştır.
Sayın Vali’ye Düzceliler adına şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi sunuyorum.