HAYIRCILAR VATAN HAİNİ DEĞİLDİR!
Referanduma bir aydan kısa bir zaman kaldı..
Evet ve hayır kampanyası yoğun bir şekilde devam ediyor..
Evet kanadının söylemlerinde son günlerde sertlik ve ötekileştiren ifadelere görülüyor.
Evetçilerin önemli bölümü, 18 maddelik Anayasa değişikliği teklifini izah etmek yerine, kestirmeden bir yol izlemeyi tercih etmeye başladı.
Hayırcıları vatan haini olarak yaftalıyorlar
PKK, FETÖ ve Türkiye düşmanı Avrupa ülkeleri hayır diyormuş, o halde hayır diyen herkes vatan haini oluyormuş!
Bu ülkede geçmişte birçok kez referandum yapıldı, ama hayırcılar hiçbir zaman vatan hainliği ile suçlanmadı.
Anayasa değişikliğine itiraz edenlerin vatan hainliği ile suçlanması kimseye fayda vermez.
Böyle bir siyaset anlayışı toplumda kutuplaşmayı artırmaktan başka bir işe yaramaz.
Bırakın, insanlar kendi özgür iradeleriyle evet ya da hayır diyebilsinler.
Diyelim ki, referandum halk tarafından reddedildi, o zaman milli iradenin çoğunluğu vatan hainlerinden mi (!) oluşmuş olacak?
Vatanseverlik evet ya da hayır oyu ile ölçülemez.
Çevremde hayır diyen bir çok kişi var. Yakından tanıdığım bu insanların tanıdığım bazı evetçilerden çok daha fazla vatansever olduğuna en küçük bir şüphem yok.
Hamaset ve popülizm ile bir yere kadar siyaset üretilebilir, ya sonrası..
Evet savunucularının kutuplaşmaya son verici söylemlerde bulunması gerekir.
Referandumu ölüm kalım meselesi olarak görmek son derece yanlıştır.
Ülkücü ve milliyetçi fikriyata mensup insanların vatanseverliğinden kim kuşku duyabilir? Bu kesimin büyük çoğunluğu referandumda hayır diyecek..
Sosyal demokrat dünya görüşünü benimseyen insanların da vatanseverliğini kimse ölçemez. Onlar da hayır diyecekler..
Milli görüş çizgisindeki insanların önemli bölümü de hayır diyor..
Eyy hızlı evetçi arkadaş, sana sesleniyorum; yapma, etme, hayır diyenleri yaftalamaktan vazgeç!
Apartmandaki komşun, işyerine gelen müşterin, çalışma arkadaşın, camideki saf arkadaşın hayırcı olabilir.
Aynı düğünde ya da aynı cenazede yanyana olduğun kişi senin gibi düşünmeyebilir.
Unutma, 17 Nisan’da yine bu insanlarla birlikte yaşayacaksın.
Yine yüzyüze bakacaksın..
Yaftalamaktan vazgeç ki, senin gibi düşünmeyen insanlara bakmaya yüzün olsun.
EVET ÇIKMASI DÜNYANIN SONU OLMAZ!
Hayırcıların ortak düşüncesi, referandumda evet çıktığı takdirde rejimin değişeceği şeklinde..
Ben bu konuda o kadar karamsar değilim.
Evet çıksa ve başkanlık sistemine geçilse de, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet rejimini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez..
Bu ülkede rejim değişikliğini arzulayanlar, Atatürk’le ve cumhuriyetle hesaplaşmak isteyenler olabilir.
Hatta laikliğin kaldırılmasını hayal edenler de çıkabilir.
Kimse bunları fazla ciddiye almasın, birkaç meczubu iplemesin..
Referandumdan evet çıktığında başkanlık sistemine geçilmiş olacak ve siyaset yeniden şekillenecek.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile başkanlık hükümetinin denetlenebilir olup olmadığını uygulamada göreceğiz.
Belki yeni sistemin siyasete şöyle bir faydası olabilir; seçim kaybeden parti genel başkanı koltuğunu bırakmak zorunda kalır.
Sürekli seçim kaybeden siyasi liderler kendiliğinden tasfiye edilir.
Parlamenter sistemde siyasi partilerin genel başkanları onlarca kez seçim kaybetseler dahi koltuklarını bırakmıyorlardı.
Örnek Kılıçdaroğlu ve Bahçeli..
Başkanlık sisteminde TBMM’den iktidar çıkmayacağı için, seçimi kaybeden liderler mecburen koltuklarını terk etmek zorunda kalacaklardır.
Böyle bir zorunluluk hali, CHP ve MHP’nin liderlerini de değiştirecektir.
Mevcut sistemin devamı halinde ne CHP’nin, ne de MHP’nin uzun yıllar daha iktidar olma şansı yoktur.
Kimbilir, başkanlık sistemi gelecekte bugünün muhalefetine de iktidar yolunu açabilir.
METİN KAŞIKOĞLU
AK Parti’nin eski vekili ve eski il başkanı Metin Kaşıkoğlu, referandum çalışmaları kapsamında sahaya çıktı.
Kaşıkoğlu, hukukçu kimliği ile katıldığı her toplantıda etkili konuşmalar yapıyor, parti çalışmalarına pozitif katkı sağlıyor.
Siyaset yapma tarzını sevmediğim ve insanlara tepeden bakan bir anlayışa sahip olduğunu düşündüğüm için aktif siyaset döneminde kendisini çok eleştirmiştim.
Aradan geçen zaman içinde siyasette yaşadıklarından ve hatalarından ders almış olduğunu seziyorum.
Konuşmalarında insanları kucaklayıcı, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirmeyen bir anlayışın işaretlerini görüyorum.
Bu çizgisini bozmamasını temenni ediyorum.
Siyaseti rant ve menfaat için yapan anlayışa prim vermezse hem partisine, hem memleketine siyaseten olumlu hizmetlerde bulunmaya devam edeceğine inanıyorum.