ÇİMENTOCULAR BÜYÜK VEBAL ALTINDA KALACAK!
Yığılca’da yapımına başlanan çimento fabrikasıyla ilgili tartışmalar sürerken, çevrecilerin tepkileri dinmiyor.
Kamuoyundaki ortak kanaat, çimento fabrikasının faaliyete başladığı andan itibaren çevreyi kirleteceği, doğal yaşamı olumsuz etkileyeceği, insan sağlığına da ciddi zararlar vereceği şeklindedir.
Çimentonun ciddi boyutlarda çevre kirliliğine yol açacağı net.
Elin oğlu 15-20 yıllık rezervi kullanacak, maden bitince fabrikayı kapatacak ve çekip gidecek. Geriye kirlenmiş bir doğa, yok olmuş arıcılık, bozulmuş halk sağlığını miras olarak bırakacak.
Bu fabrikaya onay verenler, destekleyenler yarın bir gün büyük vebal altında kalacaklarını bilsinler.
Çok uzun değil, 5-10 yıl sonra doğanın tahrip edilmesinin, arıcılığın yok edilmesinin, insanların kanser başta olmak üzere birçok hastalığa maruz kalmasının vebalini ve bedelini kim ödeyecek?
Hal böyle iken, yetkililer ve sorumluluk sahiplerinin bu konuda neden duyarsız ve ilgisiz davranmalarını anlamak mümkün değil.
Yığılca Belediye Başkanı’nın hararetle çimentocuları savunmasını anlayabiliyorum. Çünkü belediyeye ciddi anlamda parasal destek alıyor.
Yığılca’daki yerel unsurların sessiz kalmasını da anlayabiliyorum. Adamlar toplumun gazını alabilmek için maddi imkanlarını akıtıyorlar.
Civardaki köylüleri de anlamak mümkün, zira fabrikaya asgari ücretle 100 kadar işçi alınacak.
Anlayamadığım tek şey, yetkililerin ve siyasetçilerin, özellikle de üniversitenin bu konuda üç maymunu oynamalarıdır.
Hatırlatmakta fayda var, Hecinler’deki çöp meselesi de böyle başlamıştı. Çöp döküm sahasında yaşananlar ve gelişmeler unutulmasın. Bir anda ülke gündemine oturdu ve sonrasında çöp döküm sahası kapatılmak zorunda kaldı.
Çimento işinde de gelecekte büyük sorunlar ve sıkıntılar yaşanacağını bugünden söylemek yanlış olmaz.
Yetkili, etkili ve sorumluluk makamında oturan herkese sesleniyorum.
Gelin, çimento işini bir kez daha düşünün.
Göz göre göre doğanın, yeşilin, arıcılığın ve insan hayatının zarar görmesine izin vermeyin.
ÖZEL İDARE ATAMASI BİR BAŞKA BAHARA MI KALDI?
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile milletvekillerinin ortak talebi sonucu Muharrem Tozan geçen yıl Özel İdare Genel Sekreterliği görevinden alınmıştı.
Gerekçe olarak Tozan’ın parti teşkilatıyla yaşadığı uyumsuzluk ve sorunlar gösterilmişti.
Tozan’ın görevden alınmasının ardından yapılan siyasi açıklamalarda, en kısa sürede atama yapılacağı belirtilmişti.
Önce 2017 başında atama yapılacağı söylendi, olmadı.
Sonra referandumun ardından genel sekreterlik makamına atama yapılacağı açıklandı, yine olmadı.
Son olarak ramazan bayramının ardından atama yapılacağı gündeme geldi, yine yapılamadı.
Şimdi de, Kurban bayramı öncesi veya sonrası atama yapılacağı ifade edilmeye başlandı.
Yani üç vakte kadar atama yapılabilir!
Bu gidişle atama bir başka bahara kalabilir.
Öyle anlaşılıyor ki, Özel İdare’ye kimin atanacağı konusunda Bakan Özlü ve milletvekilleri ile AK Parti yönetimi arasında henüz mutabakat sağlanmış değil.
Aksi olsaydı bu iş çoktan biterdi.
Bakan, vekiller ve teşkilat eğer Özel İdare’nin başına uygun bir isim bulamıyorlar ve bu konuda anlaşmazlık yaşıyorlarsa, vay Düzce’nin haline!
Bu atama konusunda birlik ve beraberlik sağlanamıyorsa, gerisini siz düşünün..
Özel İdare deyip geçmeyin, Düzce’de en büyük kamu yatırımlarını bu kuruluş gerçekleştirmektedir.
Her yıl milyonlarca liralık ihale yapmakta ve önemli hizmetler icra edilmektedir.
Böyle bir kurumun vekaletle yönetilmesi, asaleten bir atama yapılamaması siyasetçilerin bir ayıbı olarak değerlendirilmektedir.
Siyasetçilerin bu ayıptan bir an önce kurtulması gerekir.
TANJU ACAR
Düzce’nin ve Batı Karadeniz Bölgesi’nin beyaz ve kırmızı et sektöründeki lider markası Olgun Kırmızı-Beyaz’ın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Tanju Acar, TSO seçimlerine katılma kararı aldı.
Tanju Acar, hem sektöründe, hem iş dünyasında sevilen, saygı duyulan dürüst, karakterli ve ilkeli birisidir.
Acar’ın Düzce TSO Meclis üyeliği için aday olması hem meslek grubu, hem de TSO için önemli bir gelişmedir.
Tanju Acar’ın ve birlikte hareket ettiği ekibin seçimin favorisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yeter ki, birileri önlerine takoz olmasın!
Tanju Acar gibi insanları TSO meclisinde görme, bu kurum ve sektör açısından faydalı olacaktır.