SİZE DEPREMDE GÜBRE Mİ GÖNDERDİLER?
Düzce, 1999 yılında ülke tarihinin en büyük deprem felaketine maruz kaldı.
Türkiye’nin dört bir tarafından Düzce’ye yardımlar geldi, Alman’ı, İngiliz’i, Fransız’ı, Amerikalı’sı, hırıstiyanı, yahudisi, ermenisi Düzce’nin mağdur ve acılı insanlarına yardım etti.
Depremi yaşayan herkes bunları bilir.
Fakat, son yaşanan olaylar gösteriyor ki, Düzce depremde kendisine uzanan yardımı unutmuş!
Adalet Yürüyüşü’nde konaklayan insanlara gübre ikram ederek, yola mermi bırakarak depremde yapılanların unutulmuş olduğu kanıtlandı.
İnsanoğlu vefasızdır, nankördür!
Bu vefasızlık ve nankörlük örneği son olaylarla Düzce’de sergilendi.
Unutmayın, depremde Düzce’ye CHP’li belediyeler de aylarca yardım taşıdı, çadırlar kuruldu, insanlara yemek verildi, battaniyeler, giysiler dağıtıldı.
Peki Düzce insanı ne yaptı; demokratik bir hakkı kullanmak isteyen barışçıl bir yürüyüşü sabote etmek için gelen misafirlerine yemek yerine gübre ikram etti!
Yazıklar olsun bu iğrenç davranışta bulunanlara, yazıklar olsun bu zihniyete, yazıklar olsun bu zihniyeti destekleyen ve alkışlayanlara..
Düzce’nin imajını lekeleyenlere, barış ve kardeşlik şehri olan Düzce’ye bu ihaneti yapanlara ve yapılanları hoş görenlere de yazıklar olsun..
Tarihin en büyük felaketinde solcusu, sağcısı, liberali, ateisti, komünisti, alevisi, sunisi ve kürdü, gavuru, gayrimüslimi sana sahip çıktı, dertlerine, acılarına ortak oldu.
Ya sen ne yaptın?
Misafirlerine yemek yerine gübre ikram ettin..
Senin Mekke’de Hz. Peygamber’in sırtına deve gübresi dökenlerden ne farkın kaldı?
REKTÖRÜMÜZ ÇİMENTO FABRİKASINI DESTEKLİYOR MU?
Düzce ve ülke kamuoyunda son günlerde Yığılca’ya kurulması planlanan çimento fabrikasıyla ilgili tartışmalar başladı.
Çevreciler, çimento fabrikasının doğada tehlikeli boyutlarda kirliliğe yol açacağını, bölgenin ekolojik dengesini bozacağını, telafisi imkansız tahribatlara yol açacağını söylüyorlar.
Düzce Üniversitesi’nin ve Rektör Nigar Demircan Çakar’ın çimento fabrikasıyla ilgili ne düşündüğünü gerçekten çok merak ediyorum.
Çünkü, bilindiği gibi Düzce Üniversitesi “sağlık ve çevre” konusunda ihtisas üniversitesi oldu.
Rektör Çakar’ın açıklamalarına göre, başta Yığılca olmak üzere bölgede binlerce çeşit endemik bitki örtüsü var ve bu bitkilerden alternatif tıp alanında önemli çalışmalar yapılacak, ilaçlar üretilecek.
Ayrıca, üniversitenin önemli kurumu olan DAGEM Yığılca bölgesinde başarılı arıcılık faaliyeti yapıyor, bal ormanının yanı sıra çeşitli projeler uyguluyor.
Çimento fabrikasının faaliyete geçtiği yerde ne arıcılık kalır, ne bal..
Fabrikanın yol açacağı çevre felaketinden yeşil orman ve bitki örtüsü de zarar göreceği için Rektör Çakar’ın ilan ettiği “çevre” projeleri de laftan ibaret kalır.
Düzce Üniversitesi ve Sayın Rektör çimento fabrikası ve yol açabileceği çevre felaketleri konusunda bugüne kadar hiçbir açıklama yapmadı.
Üniversite ve Sayın Çakar çimento fabrikasını destekliyor mu, desteklemiyor mu?
Sayın rektörden konuyla ilgili tatmin edici ve kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama bekliyorum.
CİNGÖZ KELEŞ!
Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, şehrin meydanlarından birine Rabia heykeli kondurdu ve bir anda ülke gündemine geldi.
Heykelin estetik açıdan sorunlu olması bir yana, Rabia işareti ve anlamı son olağanüstü kongrede AK Parti’nin siyasi sembolü haline getirilerek parti tüzüğüne işlendi.
Keleş, pratik bir zeka ürünü davranışla Rabia heykelini Türkiye’de ilk akıl eden belediye başkanı oldu. Böylece bu konularda oldukça mahir olduğu bilinen Melih Gökçek’i bile ekarte etti.
Keleş, mensup olduğu siyaset anlayışı açısından doğru bir hamle yapmış ve hem parti tabanında, hem genel merkezde, hem de Reis nezdinde puan toplamıştır.
Bu cingözlü takdir etmemek mümkün değil..
düzceye hizmet etmesi yatırım getirmesi gerekenler bu halkı uyuttuktan sonra bakanın olsa ne yazar 1o tane akp belediyen olsa ne yazar iktidar düzceye yatırım getirmedikten sonra sözler nafile kalır boluya bak onların bakanı yok muhalefete çalışıyorlar şimdi havaalanı yapılıyor birde düzceye bak sorunlar şehri kim icraat yapıyor kim halkı oyalıyor belli düzcede muhalefet bile iktidarı eleştirmekten korkar iktidarın yaptıklarını yapmadıklarını onaylar gibi çalışıyor bu yüzden düzcede birşey degişmez herkez yerinde kalır düzcede bir yere gelemez