Düzce Üniversitesi’nde FETÖ/PDY çalışmalarını bundan tam 2 yıl önce 19 Temmuz 2014 tarihinde dile getirmiş ve bu köşede yazmıştım.
O dönemin yetkilileri, üniversitedeki FETÖ yapılanmasıyla ilgili hiçbir işlem yapmamışlardı.
Kimbilir, 15 Temmuz darbesi olmasaydı FETÖ’cülerin durumu nasıl olurdu acaba, gerçekten merak ediyorum.
2 yıl önce bu köşeden yayınladığım yazımı, tarih tekerrürden ibarettir anlayışı ile hafızaları canlandırmak için aynen tekrar yayınlıyorum.
ÜNİVERSİTEDEKİ KUMPAS
Düzce Üniversitesi’nde paralel yapıya mensup olan kişilerin kurdukları kumpaslar deşifre oluyor.
Üniversitede paralel yapının kurduğu dengeler değişmeye, bu değişimle birlikte kumpaslar ortaya çıkmaya başladı.
Malum, paralelcilerin ilk hedefinde Rektör Funda Şerifoğlu vardı.
Şerifoğlu’nu arkadan hançerleyen paralel yapının üniversitedeki lideri eski bir rektör yardımcısıydı.
Bu kişinin önderlik ettiği paralel yapı, Dicle Üniversitesi’nden onlarca kişiyi Düzce Üniversitesi’ne transfer etti.
Bu kişilerin gelmesiyle birlikte üniversitedeki paralelcilerin sayısı hızla arttı.
Paralel yapı, zamanla üniversitedeki kritik koltuklara adamlarını yerleştirdi.
Kadrolaşmanın akabinde 2011’de yapılan rektörlük seçiminde paralel yapı Funda Şerifoğlu’nun karşısına bir aday çıkardı.
Kendi adaylarını rektör seçtiremeyen paralel yapı, malum milletvekilinden de destek alarak ikinci kez rektör seçilen Şerifoğlu’nu saldırmaya başladı.
Şerifoğlu hakkında bir çok asılsız iddialar ortaya atıldı.
Karalama ve iftira kampanyasıyla rektörün istifa edeceği beklentisi oluşturuldu.
Ancak, ortaya atılan iddiaların yalan ve iftiradan ibaret olduğu anlaşılınca paralelcilerin Şerifoğlu’na kurduğu kumpas bozuldu.
İSMAİL ÖZDEMİR OLAYI
Paralel yapının üniversitede kurduğu tezgahın bir başka somut örneği Kadın Doğum uzmanı Doç. Dr. İsmail Özdemir’e kurulan kumpastı.
Özdemir başarılı bir doktordu, alanında uzmandı. Mesleğinde hızla yükseliyor, gelecek vaad ediyordu.
İsmail Özdemir, son rektörlük seçimi öncesinde üniversite hastanesinde yuvalanan paralel yapının hedefi olmuş, hakkında olmadık iftiralar ve karalamalarla linç edilmek istenmişti.
Öyle ki, hem bazı yerel basın organları, hem de ulusal basın kuruluşlarına İsmail Özdemir aleyhine haberler yaptırılmıştı.
İsmail Özdemir, yaklaşık 2 yıldır hukuk mücadelesi verdi.
Sonuçta hakkında ortaya atılan bütün iddiaları tek tek çürüttü masum ve haklı olduğu birçok yargı kararıyla belirlendi.
2 yıl önce paralelcilerin saldırısı üzerine Düzce’den gitmek zorunda kalan ve İstanbul’da özel bir hastanede çalışan Özdemir, yakın bir zamanda Düzce’ye geri dönecek.
Ve büyük ihtimalle Üniversite Hastanesi’nin Kadın ve Doğum bölümünde çalışmaya başlayacak.
ÇAMUR AT İZİ KALSIN
Üniversitedeki paralel yapının bir başka kumpası, eski Başhekim Talat Bahçebaşı’ya yönelik düzenlenmişti.
Bahçebaşı, Türkiye genelinde Hızır Acil Servisi kuran kişiydi. Sağlık Bakanlığı bünyesinde önemli çalışmalar yapmıştı.
Düzce Üniversitesi’nde de başarılı çalışmalara imza atan Bahçebaşı, bir dönem başhekimlik görevine getirildi.
İşte bu sırada paralel yapı ile bu yapıyı kayıtsız şartsız destekleyen AKP milletvekilinin hedefi olmuştu.
Talat Bahçebaşı, üniversite hastanesini geliştirmek için kolları sıvadı. Hastaneye ek bina yapmak istedi, proje hazırlattı.
Paralel yapı ve malum milletvekili, yine aslı astarı olmayan iftiralar ve karalamalarla Bahçebaşı’ya saldırdılar.
Ek bina projesinde yolsuzluk yapıldığını iddia ettiler.
Bu gerçek dışı iddialar, suçlamalar, iftiralar ve çamur atmalar Bahçebaşı’yı çük üzdü, derinden sarstı.
Hiç beklenmedik bir anda kalp krizi geçirerek vefat etti.
Talat Bahçebaşı’nın ölümünden paralel yapı ile bu yapıya destek olan malum milletvekili sorumludur.
RECEP ÖZMERDİVENLİ
Paralel yapı, Rektör Danışmanı Recep Özmerdivenli’ye karşı da kumpas girişiminde bulundu.
Malum milletvekilin desteği ile Özmerdivenli hakkında da karalama ve yıpratma kampanyaları düzenlendi, fakat amaçlarına ulaşamadılar.
Özmerdivenli, yargı kararlarıyla aklandı ve kendisine iftira atıldığı ortaya çıktı.
Rektör Funda Şerifoğlu, Recep Özmerdivenli, Doç. İsmail Özdemir ve merhum Talat Bahçebaşı’na çamur ve iftira atanlar ise bugün hala üniversite hastanesi koridorlarında utanmadan, sıkılmadan ve yüzleri kızarmadan dolaşıyorlar.
Kumpasları bozulunca süt dökmüş kedi gibi oldular.
Paralel yapıdan, önümüzdeki rektörlük seçimi öncesinde de yeni bir atağa kalkışması ve yeni kumpaslar kurması beklenebilir.
Benden uyarması..”
İşte böyle sevgili okurlar; biz yıllardır FETÖ’cülerle mücadele ederken, bu hainlerin başını okşayan, bunlara mavi boncuk dağıtan, korkup uzak duran üniversite yöneticileri, siyasetçiler, bürokratlar vardı.
Bilmem anlatabildim mi..