Ülkemiz darbe girişimini son anda atlattı.
Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış olan vatan haini FETÖ’cüler’in kalkışması milletin tepkisi, vatansever asker ve polisin, kamu yöneticilerinin iradesiyle bertaraf edildi.
Allah’a şükür ki, FETÖ’nün ülkeyi felakete sürükleme pahasına yaptığı kalkışma püskürtüldü ve kazanan demokrasi oldu.
Darbeci hainler ve bunlara yardım ve yataklık yapanlar şimdi adalet önünde hesap veriyor.
İşin ilginç tarafı, gözaltına alınan veya tutuklanan herkes FETÖ ile ilgisinin olmadığını, devletten, milletten yana olduklarını filan ifade ediyorlarmış.
Tabi yerse!
FETÖ’cüler, cemaat işbirlikçileri vatana yaptıkları ihanetin bedelini yargı önünde verecekler.
HAİNLERİ KORUMAYIN
Aslında FETÖ’cülerin gerçek sayısının gözaltına alınan ve tutuklulardan çok daha yüksek düzeyde olduğunu herkes bilir.
Kandırılarak ya da dini duyguları istismar edilerek cemaate himmet veren, bankasına para yatıran, derneğine, sendikasına üye olan, kurban derisini bağışlayanların bu süreçte sessiz kaldıklarını tahmin ediyorum.
Sessiz kalanlara, “başıma bir iş gelir” düşüncesiyle korkanlara seslenmek istiyorum.
Hainleri korumayın!
Polise, savcılığa gidin, bildiklerinizi, gördüklerinizi ve yaşadıklarınızı anlatın.
Korkmayın!
Şimdi en az namussuzlar kadar cesur olmanın zamanıdır.
Ya devletin yanında yer alın ya da vatan hainlerinin..
Üçüncü bir yol yok!
FETÖ cemaatinin uygulamalarını deşifre etmezseniz, siz de en az o hainler kadar suçlusunuzdur.
PİŞMAN OLMAYIN!
Birçok kişinin geçmişte cemaat mağduru olduğunu duyuyoruz.
Mağdur kişilerin FETÖ yapılanmasıyla ilgili az ya da çok bilgi sahibi olduklarını, bu bilgileri çevresindeki kişilere anlattıkları konusunda duyumlar alıyoruz.
Bilgi saklayan ya da bildiklerini devlet makamlarına aktarmayan kişiler yarın bir gün pişman olabilirler..
Zira devlet, sadece FETÖ mensuplarına değil, bu yapıyla uzak ya da yakın bağlantısı olanların da üzerine kararlılıkla gidecektir.
O yüzden toplumun bu pislikten tümüyle arınabilmesi için herkesin devlete, emniyet birimlerine ve yargıya yardımcı olması gerekir.
Bu aynı zamanda vatandaşlık görevidir.
Yazıyı İnönü’nün sözünü tekrarlayarak bitiriyorum.
“Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.”