Düzce Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerine 2 aydan az bir zaman kaldı.
Seçimlerle ilgili kulis çalışmaları sürerken, AK Parti İl Başkanı Hikmet Keskin’in gruplara müdahale ettiği iddiaları yeniden gündeme geldi.
Keskin’in tescilli AK Partili olan bazı kimselerin önünü kesmek için girişimlerde bulunduğu belirtiliyor.
Bu atraksiyonu hangi amaçla yaptığı, ne gibi bir plan içinde olduğu, nihai maksadının ne olduğu henüz bilinmiyor, ama seçimlere direkt müdahale etme girişimi eleştirileri de beraberinde getiriyor.
TSO sadece AK Partili iş adamlarından oluşan bir sivil toplum kuruluşu değil. MHP, CHP ve diğer siyasi görüşlere mensup iş adamlarının da mecliste ve yönetimlerde yer aldığı bir kurumdur.
Aksi olsa TSO, tıpkı kadın ve gençlik kolları gibi AK Parti’ye doğrudan bağlı, talimatları il başkanından alan bir parti kuruluşu olurdu.
Bir siyasi parti il başkanı, elbette uyumlu çalışabileceği kişilerin TSO yönetiminde görev almasını isteyebilir. Bu son derece doğaldır.
Bakan, milletvekilleri ve vali de TSO yönetimiyle uyumlu çalışmak isteyebilir.
Bunun yolu, “küçük olsun, bizim olsun”, “Her yerde benim adamım olsun” anlayışı olamaz, olmamalıdır.
ÖRNEKLER
Hikmet Keskin’in gıda, nakliyeciler ve otomotiv grubunda listelere müdahale etmek için girişimde bulunduğu, bazı listelerde değişiklik yapmak istediği, ancak istediği sonucu elde edemediği konuşuluyor.
Keskin’in AK Partili olduklarından şüphe duyulmayan, her dönem AK Parti ile hareket eden, FETÖ’ye karşı geçmişten itibaren tavırlı olan, özellikle FETÖ ile açıktan mücadele eden, referandum sürecinde AK Parti’nin yanında saf tutan ve açıktan destek olan bazı isimleri dışlayan ve bu isimlerin önünü kesmeye çalışan bir tavır sergilemesi nasıl izah edilebilir?
Acaba Keskin birilerinin gazına mı geliyor, yoksa açıklamadığı kişisel bir gayesi mi var?
Kamuoyunda konuşulan, artık herkesin dilinde olan bu konuların net biçimde açıklığa kavuşturulması gerekmez mi?
Metin Büyük ve Fahri Çakır’ın TSO başkanlığı yapılmaları sürecinde dönemin AK Parti il başkanları ve milletvekilleri büyük yanlışa düştüler, daha sonra hata yaptıklarını anladılar.
Aynı yanlışa Keskin de düşmek üzere..
Herkesi kucaklaması gereken Hikmet Keskin’in içine düştüğü ya da düşürüldüğü yanlıştan bir an önce dönmesini, siyasi gücünü kullanarak seçimlere açıkça müdahale etmeyi bırakmasını, birlik ve beraberliği desteklemek yönünde tutum sergilemesini diliyorum.