Düzce Belediye Başkanlığı koltuğuna adeta şapkadan tavşan çıkarcasına paraşütle oturan Dursun Ay, 1,5 yıllık görev süresinde başarılı olabilecek mi?
Düzce’de şimdi herkes bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyor.
Belediye başkanı olmak Dursun Ay’ın hayallerinde bile yoktur, rüyasında bile görmemiştir.
Ama hızla gelişen olaylar sonucunda kendisini önce başkan adayı, ardından “22 oyla” başkan koltuğunda buldu.
Belki bilmeyenler olabilir, Dursun Ay’ı başkanlık koltuğuna oturtan süreç, -hakkını yemeyelim- AK Parti İl Başkanı Hikmet Keskin’in bastırması sonucunda başladı.
Keskin, hem yakın hemşehrisi, hem parti yönetiminden yakın çalışma arkadaşı Dursun Ay’ı, Keleş’in istifasının ardından gündeme getiren ilk kişi oldu. Keleş’ten sonraki dönem için Dursun Ay’ın başkan olmasını isteyen Keskin, bunun için hem temayül yoklamasında, hem genel merkez nezdinde yoğun ve aktif çalışmalar yaptı.
Keskin, aynı zamanda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün de tam desteğini alarak, Dursun Ay’ın başkanlık yolunu açtı.
Bu arada, milletvekili Fevai Arslan ve ekibi, Belediye Meclis üyesi Hasan Küçük’ün başkan olması için kulis çalışmaları yaptılar, ancak başarılı olamadılar.
DURSUN AY KAÇ YAZAR?
Çiçeği burnunda belediye başkanı Dursun Ay, hiç şüphesiz kendisini başkanlığa götüren süreci yakından biliyordur.
Kendisine sadece siyasetçiler değil, mensubu olduğu tarikat ve vakıf tarafından da tam destek verildiği bilinmektedir.
Peki bundan sonra ne olacak?
Dursun Ay, rüştünü ispat edebilecek mi?
Kendisini o koltuğa oturtan siyasetçilerin gölgesinde mi kalacak, yoksa becerebildiği kadar mı yapacak?
Bir icraat yapmak için adım atmadan önce bir yerlerden icazet mi alacak, yoksa kendi aklı, mantığı ve iradesiyle mi karar verecek?
Belediyedeki gereksiz kadroları tasfiye ederken liyakat ve hakkaniyet kriterini mi baz alacak, yoksa bir yerlerden gelecek talimatlara göre mi ayıklama yapacak?
Örneğin, Yeypaş ve İntaş’ta işe gitmeden ballı maaş alan belediye meclis üyeleri ile parti yöneticilerine tırpan vurabilecek mi, yoksa ne şiş yansın ne kebap mantığı ile mi davranacak?
Dursun Ay’ın oturduğu koltuğun hakkını verip veremeyeceğini, liyakatli olup olmadığını, şehrül emin vasfına haiz olup olmayacağını sergileyeceği icraatlarla göreceğiz.
Ay’ın bu süreçte yapması gereken tek şey, kepi kaptırmamasıdır.
Şayet daha ilk günlerde kepi kaptırırsa yandı gülüm keten helva!
Hangi makamda olunursa olunsun, kepi kaptırmamak çok önemlidir.
Kepi kaptırmayanlar, kuyruğunu dik tutanlar her zaman rüştlerini ispat ederler ve takdir görürler.